Allah de ve

Onlari Terk Et!

 

Ali Degirmenci


Modern insan hayatin kendisine “yük” oldugu insandir.

 Çünkü onun kendisiyle, yüregi ve zihniyle, çevresiyle, fitratiyla arasi iyi degildir. Çünkü onun Yaraticisi ile, yaratilis gayesi ile arasina çok sey girmis; özüne, sözüne, gözüne zamanla ve fazlasiyla dünya bulasmistir.

 Tikis tikis olmus bir zihinle, bölünmüs/duyargasini yitirmis bir yürekle, çözülmüs, tahrifata ve tahribata maruz kalmis bir kimlik(sizlik)le yasamaya çalismak, her türlü üretim ve yönelisi de etkilemekte kuskusuz. Durulan ve bakilan yerin mukim ve muhkem olamamasi, düsünsel, kültürel, eylemsel ve sanatsal her alani etkiliyor. “Direnme” ve “saglikli tavir alma” bile, en fazlasindan, kötü ve murdar olana ulasmama yönünde gerçeklesiyor. kEndini ve savunduklarini muhafaza edebilme istegi dahi, rafine edilmis, filtreden geçirilmis bir “muhafazakarlik”i ortaya çikariyor. Bu durum ya modernize edilmis bir mistizmi ya da risksiz ve konformist bir akademik yaklasimi izhar ediyor. Sonuçta ikisi de gerçekdii ve kolayci bir tercihe kapi açiyor. Zira zorluklar, “aci gerçekler” ve dayatmalar karsisinda, içine kapanip iç geçirmekle, sadece olgucu ve tahlil edici, seyirci bir bilimsel eda arasinda ciddi bir farklilik söz konusu degil. Kutsanmis, abartilmis, bir siginak haline getirilmis “gelenek”le, sanal ve tamamen kurmaca olan “gelecek” tasavvuruna kapilanarak kendini oyalamak gibi bir sey bu.

 Günümüz insani, çok konustugu/yazdigi halde bir türlü sadede gelemeyen, bir türlü kendisi olamayan, bir seye karar kilamayan insanlardir.

 Herkes süratle kendini genel geçer olana, egemen iliski düzenine katiyor. Diger taraftan cari olan; olusturdugu anlayisla ve insanlari ite kaka bir sekilde içine sürükledigi vitrinle ögütücü, tesviye edici mekanizmayi yaygnlastiriyor.

 Savunulan degerlerin kisa vadede güçlü bir çekim alani olusturamamasi, umudun buharlasmasina ve düskirikliklarina yol açiyor. Direnis ve mücadele, siyasal erkin her geçen gün artan suçlama ve baskilariyla, müteselsil erozyonlar esliginde buharlasmaya yahut baskalasmaya meylediyor. Hakiki, sahih, erdemli fakat farkli ve zor olanin müsterisi azaliyor sürekli. Piyasa ve sermaye iliskileri, medyaya bakis, egitim, günlük hayatin semantik boyutu hep bu eksende evriliyor.

 Artik biktiracak derecede vurgu yapilan yilginlik, savrulma ve yabancilasmanin kitlelesmesi, aslinda, birçok boyutuyla ürkeklikten, güvensizlikten ve kendi gücüne inanmamaktan besleniyor. Aslinda hiç bir sey için geç degil, gecikilmis degil.

 

 HAKSÖZ AYLIK DERGI, SUBAT 2000 SAYI:107

 

Hazirlayan: Musa Dogan

arrow3h.gif (1918 Byte)