6 - TEBBET Sûresi (111)

   Bu sûreye „Leheb" veyâ „Mesed" sûresi de denir. Mekke´de nâzil olmustur. 5 âyettir. Kelime sayisi: 20. Harf sayisi: 77. Bu sûre-i celîlede Ebû Leheb ve karisi odun hamali olan Ümmü Cemil kinanmaktadir.

111-TEBBET Bismillâhirrahmânirrahîm

1. Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da.

2. Malive kazandiklarina fayda vermedi.

3. O, alevli bir ateste yanacak.

4. Odun tasiyici olarak karisida (atese girecek).

5.Ve boynunda hurma lifinden bükülmüs bir ip oldugu halde.

   

Konusu:

   Ibn Abbâs (r.a.) demistir ki: Rasûlullah (S.A.V) Peygamberlikle görevlendirildigi vakit, mes´eleyi gizli tutuyor, namazini da gizli kiliyordu. Üc sene kadar bu böyle devam etti, da´veti en yakinlarindan baskasina acmadi. Ne zaman ki : „Önce en yakin akrabani uyar." (Suarâ : 214) âyeti nâzil oldu; o vakit Safâ tepesine cikti: „Ey âl-i Gaalib!" diye nîda etti. Onlar bu sese uyarak etrafinda toplandilar. Ebû Leheb:

- „Iste Gaalib sana geldiler, ne var yaninda?" dedi. Rasûlullah (S.A.V.):

-„ Ey âl-i Lüey!" dedi. Lüey geldiler. Ebû Leheb:

- „Iste Lüey geldiler, ne var?" dedi. Sonra Rasûlullah (S.A.V.), Kilâbogullarini ve Kusayogullarini da ayni sekilde cagirdi. Ebû Leheb yine atildi:

- „Iste hepsi geldiler, ne var yaninda?" dedi. Rasûlullah (S.A.V.) söyle buyurdular:

- „Allah, bana en yakin akrabâmi uyarmami emretti. En yakinlarim da sizlersiniz. Sizler, „Lâ ilâhe illallâh" demedikce, ben, size ne Dünyâ´dan bir hazza (Sevinc duyma, Saadet), ne Âhiret´ten bir nasîbe mâlik degilim. Sâyed „Lâ ilâhe illallâh" derseniz, Rabbinizin katinda onunla sizin lehinize sehâdet edecegim"

Bunu duyan Ebû Leheb:

- „Tebben leke/Yûf sana! Bizi bunun icin mi cagirdin?" dedi. Iste bu sûre bunun üzerine nâzil oldu.

   

   TEBBET: Tebâb, helâk ve helâke götüren hüsrân, emegi bosa cikip murâdina ermemek, yâni muvaffakiyetin ziddi olan „yüf olmak, yûh olmak, berbâd olmak" ma´nâlarina gelir. „Tebben leke, tebben lehü" ta´birleri, „yüf ona, yûh sana" gibi kötüleme ve bedduâ makaminda kullanilir. 1

   

   Ebû Leheb helâk olsun. Yok olsun. Siddetli bir hüsrana maruz kalsin. Bu, Ebû Leheb´e yapilan bir bedduadir. Zaten o yok oldu. Fiilen kayba ugradi ve helâk oldu. Mali ve kazanci ona fayda vermedi, onu helâktan kurtarmadi. Peygamber (S.A.V.)´in davetine engel olmak hususunda serveti ona bir destekte olamadi. Ebû Leheb, Peygamber efendimizin (S.A.V.) amcasi idi. Adi Abdul Uzza idi. Yanaklari pek kirmizi oldugu icin atese benzetilerek bu lâkab kendisine verilmistir. Ebû Leheb „Ates babasi" anlamindadir. Peygamber efendimizin (S.A.V.) en azili düsmanlarindandi. O´nun ardisira yürür, Peygamber efendimiz (S.A.V.) bir sey söyleyince hemen O´nu yalanlardi. Bu sebeple Cenab-i Allah onun cezasini anlatarak söyle buyurdu: O, kadrini ve evsafini ancak Yaraticisinin bilebilecegi bir atese girecektir. Alevli bir atese girip orada yanacaktir. O ve karisi olan odun hamali Ümmü Cemil, bu alevli ateste yanacaklardir.

   Rivâyete göre o kadin Peygamber efendimizin (S.A.V.) yoluna, toplamis oldugu dikenleri birakirdi. Peygamberle insanlar arasina düsmanlik tohumlari ekmek icin son derece caba sarfederdi. Fitne atesinin odunlarini toplar, insanlarla Peygamber arasinda bu atesi tutustururdu. Cenab-i Allah onun suretini daha cirkin bir sekilde tasvir etmek icin bakiniz ne buyuruyor: „Boynunda hurma lifinden örülmüs bir ip vardir." O kadinin bir gerdanligi vardi, Rasûlullah´in davetini engellemek ve O´na kötülük yapmak ugruna masraflari karsilamak üzere gerdanligini satmaya yemin etmisti. Iste Cenab-i Allah o gerdanligin yerine boynuna, saglam ipli bir gerdanlik gecirdi ki, boynunu iyice sIksIn. Cehen-nem atesinde o bagdan kurtulamasin. Denildi ki, bu mana onu tahkir etmek ve onu odun hamali sûretinde tasvir etmek icindir. Cünkü onunla kocasi son derece tekebbürlü olup Peygamber efendimizin (S.A.V.) yoluna tas koyuyorlardi. 2

   

Dipnotlar:

1 HAK DÎNÎ KUR'AN DILI; Elamali'li M. Hamdi Yazir, Eser nesriyat, Istanbul, 1993

2 FURKAN TEFSIRI; Prof. Dr. Muhammed Mahmud Hicazî, Vahdet Gazetesi, Istanbul

   

Hazirlayan: Ekrem Yolcu