RAHMAN SURESI calig44.jpg (28855 Byte)

Kur'an-i Kerim'in elli besinci suresi. Yetmis sekiz ayet, üçyüz elli bir kelime ve bin üçyüz otuz alti harften ibarettir. Fasilasi "ra, mim ve nun" harfleridir. Adini, birinci ayetini olusturan Allah Teâlâ'nin isimlerinden olan "er-Rahmân" kelimesinden almistir. Sure, insanlarla birlikte, irade ve sorumluluk sahibi varliklar olan cinlere de hitab eden Kur'an'daki tek suredir. Surenin özellikle ön plana çikan ayri ve dehsetengiz bir ahengi vardir. Ayetleri kisa kisa cümlelerden olusmaktadir. Surede, kâinat sahasinda Allah'in açik ve gizli hâkimiyetinin delilleri açiklanmakta; sayisiz nimetlerine, sinirsiz kudretine dikkat çekilmekte ve bunun karsisinda cinlerin ve insanlarin acz içerisinde Allah'a itaatten baska çareleri olmadigi bütün çiplakligi ile ortaya konularak, onlarin sorumluluklari hatirlatilmakta ve itaatten yüzçevirirlerse karsilasacaklari kötü sonuçlar; boyun egip, serîatine uyarlarsa elde edecekleri hayirli neticeler mucizevî bir uslupla dile getirilmektedir. Sure, konulari bir hitap tarzi ile ele almakta, cosku ve belagat dolu bir akis içerisinde, Allah'in kudretinin mükemmelligi, O'nun her sey üzerinde yaymis oldugu mutlak hâkimiyeti müthis bir tablo halinde gözler önüne serilmektedir. Allah'a tabi olarak islenen iyilik karsiliginda mükâfat olarak vaadedilen Cennet'in bir tasviri yapilmakta ve isyan etmenin karsiliginda kazanilan Cehennem azabi ile insan ve cinler topluca uyarilmaktadirlar.

Bir hadis-i serife göre Resulullah (s.a.s), Rahman suresini okudu ve sonra ashabina; Niçin sizlerden cinlerin Rablerine verdigi gibi bir cevap isitmiyorum?" dedi. Onlar; "O cevap nedir ya Resuluallah?" diye sordular. Resulullah (s.a.s) söyle cevap verdi: Ben; "Simdi Rabbinizin hangi nimetini yalanliyorsunuz?" ayetini okudugumda, onlar; "Biz Rabbimizin hiç bir nimetini yalanlamiyoruz" dediler".

Bu rivayete göre, cinlerin Resulullah (s.a.s)i Kuran okurken dinlemeleri olayi, nübüvvetin onuncu yilinda, onun Taiften dönerken yolda dinlendigi bir esnada vuku bulmustur. Bu rivayetten, cinlerin okunurken dinledikleri surenin Rahman Suresi oldugu anlasilmaktadir.

Sure tek bir kelime ile, Allah Teâlâ'nin sifatlarindan biri olan "er-Rahman" ayetiyle baslamaktadir. Pesinden Rahman olan Allah'in insanlara rahmetinin en büyük ve en kapsamli tecellisi olan, Kur'an'i ögrettigi bildirilmektedir: Kur'ani ögretti" (2). Sureye bu sekilde bir giris yapilmasinin sebebi, Kur'an'in bir insan sözü olmayip, Allah Teâlâ'nin indirdigi bir vahiy oldugunun vurgulanmak istenmesidir. Ayrica, diger sifatlari yerine O'nun Rahman sifatinin kullanilmis olmasi, insanlara bu ayetleri gönderip, onlari zulmetten kurtararak hidayete erdirmek için indirmesinin, rahmetinin bir geregi oldugunun anlatilmak istenmesidir. Arkasindan "Insani yaratti" (3) denilmektedir. Kur'anin ögretilmesi, insanin yaratilmasindan önce zikredilmektedir. Allah'in Kur'an'i bir yol gösterici olarak göndermesi, O'nun Rahman sifati yaninda Hâlik (yaratici) sifatinin da bir geregidir. Ayrica, insanin yaratilisinin sonra zikredilmesinin, O'nun ancak bu Kur'an ile insan olma özelliginin gerçeklesebilmesinden dolayi oldugu da söylenebilir.

Surenin girisi mahiyetinde olan ayetler, bu Kur'an'in Allah tarafindan gönderildigini ve dogru yola sevkederek insanlari delaletten kurtarmanin O'nun rahmetinin bir sonucu oldugunu ve insanlarin suur, idrak ve akil sahibi olarak yaratildigini açiklamaktadir.

Arkasindan uzay boslugunda bulunan cisimlerin intizamini gözler önüne sererek bu nizamin adalet ve ölçü çerçevesinde ayakta durdugu; dolayisiyla, insanlarin hayati devam ettirmek için kaçinilmaz olan alisverislerinde kullandiklari ölçülerde dikkatli davranmalari gerektigi bildirilmektedir:

"Sakin tartida haksizlik ve taskinlik yapmayin" (8).

Yeryüzünde insan için hazirlanan nimetlerden bahsedildikten sonra: "Öyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalan sayabilirsiniz?" (13) denilerek, insanoglunun bunca nimet ve ihsana karsilik, inkârlarinin büyük bir nankörlük oldugu anlatilmaktadir. Bu ayet surede devamli olarak tekrarlanmistir. Ayetin metnindeki âlâ" kelimesi her tekrarda degisik bir anlam ifade etmektedir. Bu, kendinden önce gelen ayetin konusuna göre kudret, ihsan, harikuladelik, Allah in sifatlari gibi anlamlari karsilamaktadir.

Allah Teâlâ, âlemde sorumluluk sahibi kildigi mahlukâtinin; insan ve cinn'in yaradilis malzemesini zikretmektedir; "Insani ateste pismis gibi kuru çamurdan yaratti. Cinleri de dumansiz bir atesten yaratti" (14-15). Iste böyle yaratma kudretine sahip olan bir Rab nasil olur da yalanlanir?

Sure Allah Teâlâ'nin, çogu insanlarin gözü önünde bulunan veya meydana gelen, fakat gafletlerinden dolayi bir türlü farkedemedikleri mucizevî olaylari tek tek zikrederek inkârcilarin yalanlarken içinde bulunduklari basiretsizligi bütün çiplakligi ile ortaya koymaktadir. Öte taraftan; "Yeryüzündeki her sey yok olucudur. Celâl ve Ikram sahibi olan Rabbinin yüzü (zati) bâkî kalacaktir" (26-27) ayetiyle insanoglu, yalin bir gerçekle, fena bulma olayiyla uyarilmaktadir.

Ölümlü varligin pesinden gelen kalici gerçeklik böylece vurgulandiktan sonra baska bir bölüme, içinde kiyamet, azap ve dehsetinin yer aldigi bölüme geçiliyor: "Ey yeryüzündeki iki agirlik (insan ve cin) sizin de hesabinizi ele alacagiz ". Arkasindan kiyamet gününün tablolari çiziliyor:

"Gök yarilip da kirmizi sahtiyan gibi bir gül oldugu zaman" (37). "Iste o gün insana da, cinne de günahi sorulmaz" (39). "Suçlular simalarindan taninirlar da perçemlerinden ve ayaklarindan tutulurlar" (41). "Iste bu, suçlularin yalanladigi Cehennemdir. Bununla kaynar su arasinda dolasir dururlar. Öyleyse Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalan sayiyorsunuz?" (43-45).

Acikli ve dehset dolu azap ve cezalandirma bölümünden sonra, Allah'a itaat edenlerin karsilasacaklari nimet ve ikramlarin zikredildigi bölüm gelmektedir.

"Rabbinin huzurunda durmaktan korkan kimseye iki Cennet vardir" (46). Bu cennetlerde, bulunan güzellikler, nimetler ve zevkler tasvir edildikten sonra, ilahî adalet çarpici bir uslûpla ortaya konmaktadir.

Iyiligin karsiligi iyilikten baska bir sey midir?" (60). Böyle oldugu halde insanoglu Rabbinin "nimetlerinden hangisini yalan sayabilir" (61). vurgulandiktan sonra, tekrar cennet nimetlerinin güzellikleri dile getirilmektedir.

"O ikisinden baska iki Cennet daha vardir" (62). Bu iki Cennetteki görüntü güzellikleri, meyveler ve huriler zikredildikten sonra, yine her ayetin ardindan tekrarlanan; "Öyleyse Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalan sayabilirsiniz?"ayeti yer almakta ve celal ve ikram sahibi Allah Teâlâ tesbih edilerek sure son bulmaktadir:

"Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin adi ne yücedir" (78).

Ömer TELLIOGLU