bismi6.jpg (4547 Byte)

KARAMANOGULLARI BEYLIGI

I- SIYASI TARIH

a- Beyligin menseî ve kurulusu

Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayiflamasi ve yikilmasi sirasinda kurulan Türk beyliklerinin en uzun ömürlülerinden birisi olan Karamanogullari Oguzlar'in Afsar boyuna mensuptur. Bu Afsar Türkmenleri, XIII. yüzyilin ilk yarisindan itibaren devam eden Mogol istilâsi sirasinda ülkelerini terk ederek önce Azerbaycan ve Sirvan taraflarina gelmisler ve buradan Anadolu'ya geçerek Türkiye Selçuklu Sultani Alâeddin Keykubad (1220-1237) tarafindan Ermenek vilâyetine yerlestirilmislerdir (1228).

Bu Türkmenlerin basinda Nûre Sûfî b. Sâdeddin isimli bir reis bulunuyordu. Nûre Sûfî bu siralarda Anadolu'da yayilmakta olan Babaîler tarikatina girmis ve böylelikle o bölgedeki Türkmenler üzerinde nüfuz kurmustur. Nûre Sûfî'nin Babaî seyhi olarak müridleriyle birlikte gazaya çiktigi, Eregli ve Silifke taraflarinda basarili akinlar yaptigi bilinmektedir. Daha sonra Eregli'yi Hristiyanlarin elinden alan Nûre Sûfî bu suretle arazisini genisletmeye baslamistir.

Nûre Sûfî'nin ölüm tarihi kesin olarak belli degildir. Mezarinin Mut kazasinin Sinanli bucaginin Degirmenlik yaylasinda oldugu bilinmektedir.

1- Kerimüddin Karaman

Nûre Sûfî'nin ölümünden sonra yerine oglu Kerimüddin Karaman geçti. Karaman Bey, Anadolu Selçuklu Devleti'nin Mogol baskisi altinda gittikçe zayif düsmesinden de istifade ederek Ermenek, Mut, Gülnar ve Silifke kalelerine zaman zaman akinlar yapiyordu. Daha sonra Ermenek'i ele geçiren Karaman Bey, ÒErmenek BeyiÓ ünvanini alarak beyliginin temelini atmis oldu. O, güney komsulari olan Kilikya Ermenileri ile de çetin ve basarili mücadeleler yapiyordu.

Karaman Bey'in bu basarilarini ve gün geçtikçe daha da kuvvetlendigini gören Selçuklu Sultani IV. Rükneddin Kiliç Arslan (1249-1266) Lârende (Karaman) kalesini ona vermek zorunda kaldi. Sultan ayrica Karamanlilarla akrabalik tesis etti. Ancak Karamanlilarla Selçuklular arasindaki bu dostluk kisa sürdü. Selçuklu sultaninin Antalya ve Alâiye (Alanya) ve Denizli bölgesindeki Türkmen beylerinden bazilarini cezalandirmasi üzerine bir gün siranin kendilerine de gelecegini düsünen Karamanlilar daha önce harekete geçerek baslarinda Karaman, Zeyn el-Hac ve Bonsuz oldugu halde yirmi bin kisilik bir kuvvet ile Konya üzerine yürüdüler. Muineddin Pervane emrindeki Selçuklu kuvvetleri ile Karaman ordusu Gavele kalesi önünde karsilastilar. Savasi kaybeden taraf Karamanlilar oldu. Karaman Bey kaçti ise de kardesleri yakalanarak Konya'da iç kale kapisinda asildilar (1261).

Karaman Bey bu tarihten kisa bir süre sonra vefat etti. Yerine ailenin karari ile büyük oglu Semseddin Mehmed Bey geçti.

2- Semseddin Mehmed

Karaman Bey'in ölümünden sonra Ermenek ve Karaman-ili'ne Bedreddin Hotenî tayin edildi. Karaman Bey'in ogullari Mehmed, Mahmud, Kasim ve Halil Beyler Selçuklular tarafindan yakalanarak Gavele (Kâvle) kalesine hapsedilmislerdi. Ancak Selçuklular, Karaman halkinin topyekûn bir saldirisindan korkarak bu beyleri serbest biraktilar. Bir müddet sonra en büyük kardes olan Mehmed Bey, Karaman Beyligi'nin basina getirildi.

Mehmed Bey, Mogol baskisina karsi isyan etmis olan Hatirogullari ile ittifak yapti ve onlarin yardimina Türkmen kuvvetleri gönderdi. Onun bu hareketi üzerine Selçuklular Bedreddin Hotenî komutasindaki bir orduyu Karaman'a gönderdiler. Mehmed Bey, üzerine gönderilen bu kuvvetleri Göksu yakinlarinda agir bir yenilgiye ugratti. Mehmed Bey bu basarisindan sonra sahiller emiri Hoca Yunus'u da bozguna ugratti. Bu seferler sirasinda Esref ve Menteseogullari'nin Karamanlilari destekledikleri görülmektedir.

Karaman-oglu Mehmed Bey Selçuklulara karsi kazandigi bu basarilardan sonra Anadolu'daki Mogollara karsi tam anlamiyla bagimsizlik bayragini açti O, Memlûk Sultani Melik Zahir Baybars'tan gerekli manevî destegi aldiktan sonra Esref ve Mentese-ogullarinin da yardimi ile bir kez daha Konya üzerine yürüdü. Konya surlari önlerine gelen Mehmed Bey, Konyalilari kendisi ile isbirligi yapmaya davet etti. Sehri müdafaa eden Eminüddin Mikâil, Izzeddin'in Istanbul'da kalmis olan sehzâdelerinden birini getirmek isteyen Mehmed Bey'e karsi koydu. Mehmed Bey teklifinin reddedilmesi üzerine, Cimri lâkabi verilen Giyasüddin Siyavus'u Selçuklu sultani olarak ilân etti. Böylece 10.000 kisi kadar olan Karaman kuvvetleri sehre girmeyi basardilar. Konya önünde toplanan divanda Òbugünden sonra divanda, dergâhta, bergâhta, mecliste ve meydanda Türkçe'den baska dil kullanilmamayaÓ karar verildi (Mayis 1277).

Karamanoglu Mehmed Bey Konya'da isleri yoluna koyduktan sonra Sahib Ata ogullari ve Germiyanlilar üzerine yürüdü. Mehmed Bey Sahib Ata ogullarini yenip geri döndügünde Konya kapilari kendisine açilmadi. Bunun üzerine Ermenek'e çekilmek zorunda kaldi. Bu olaydan sonra Sahib Cüveynî idaresindeki Selçuklu-Mogol ordusu Ilhanli hükümdari Abaka Han'in emri ile Konya'ya yardima geldi. Konyalilar, Karamanlilar'a karsi kendilerine yardima gelmis olan bu Mogol kuvvetlerini sevinçle karsiladilar. Daha sonra Mogollar ile karsilasan Mehmed Bey maglûp oldu. Kardeslerinden Tanu ve Zekeriya ile beraber öldürüldü (1277).

3- Güneri Bey

Semseddin Mehmed Bey ve kardeslerinin öldürülmelerinden sonra beyligin basina Mehmed Bey'in hayatta kalan kardesi Güneri Bey geçti. Ancak onun zamaninda Karamanlilar pek varlik gösteremediler. Zira Mogol-Selçuklu kuvvetleri Karamanlilar ile isbirligi yapan Türkmenlere karsi acimasiz bir yildirma hareketine baslamislardi. Böyle olmakla birlikte Karamanlilar, III. Giyaseddin Keyhüsrev'in annesi ile anlasarak emirlik mensurunu aldiktan sonra (1284), Güneri Bey etrafinda toparlanmaya basladilar.

Bu tarihten sonra Selçuklu ailesi arasindaki saltanat kavgalarina karisan Karamanli Beyi Güneri Bey 1286 yilinda Ermeniler elindeki Tarsus üzerine bir sefer yapti. Güneri Bey'in Tarsus'u yagmalamasi üzerine Ermeniler Karamanogullari'ni Selçuklular'a sikâyet ettiler. Ayrica Ilhanli hükümdarinin da istegi üzerine Selçuklu Sultani Giyaseddin Mesud 1288 yilinda Lârende ve civarina gelerek burasini tahrip etti. Güneri Bey bu akin sirasinda daglara çekildi ve Sultan Mesud'a karsi muhalefetten vaz geçerek Esrefoglu ile beraber Konya'ya gelip sultandan aflarini istediler (1288).

Kisa bir sessizlik döneminden sonra Selçuklu-Karamanli rekabeti yeniden alevlendi. Karaman-ili'ne giren Ilhanli Geyhatu birçok köyü tahrip etti ve Larende'yi atese verdi. Güneri Bey bu sefer de daha önce oldugu gibi daglik bölgelerde saklandigi için yakalanamadi. Böylece büyük tahribatin yapildigi Geyhatu'nun bu seferi de sonuçsuz kaldi. Güneri Bey 20 Nisan 1300 tarihinde öldü.

4- Mecdeddin Mahmud

Güneri Bey'in ölümünden sonra kardesi Mecdeddin Mahmud Karaman beyi oldu. Osmanli müelliflerinin Mahmud Bey'i 1279'dan itibaren Karamanli beyi olarak göstermeleri yanlistir. Bu yanlislik Türklerde umumiyetle oldugu gibi, Güneri Bey henüz hayatta iken Mahmud Bey'in önemli basarilar göstermesi ile izah edilebilir. Mahmud Bey'in beylik dönemi hakkinda pek az bilgiye sahibiz. Onun da kendisinden önceki Karamanli beyleri gibi Mogol ve Selçuklu askerleri ile savaslar yaptigi düsünülebilir. Selçuklu Sultani Giyaseddin Mesud 1308 yilinda Kayseri'de vefat edip Anadolu Selçuklu Devleti saltanati sona erince Karaman-oglu Mahmud Bey derhal Konya'yi ele geçirdi. Mahmud Bey, Konya'ya hakim olduktan sonra Ermenilerle mücâdeleeye basladi. Ancak O, 1308 yilinda, Ma'mûriye civarinda Ermenilerle yaptigi bir savasta öldürülünce yerine oglu Musa Bey geçti.

5- Burhaneddin Musa

Mahmud Bey'in ölümünden sonra büyük oglu olan Musa Bey beylik baskenti Lârende'de Karaman Bey'i oldu. Öteki oglu Yahsi Bey ise kardesi Musa Bey'e tâbi bir emir olarak Konya'da bulunuyordu. Bu sirada Türkiye Selçuklu Devleti'nin çökmesi ile bagimsizliklarini ilân eden Anadolu beylerini yola getirmek için Ilhanli Beylerbeyi Emir Çoban, kalabalik bir kuvvetle Anadolu'ya geldi ve ilk olarak Konya'yi Karamanogullari'nin elinden aldi (1314). Emir Çoban daha sonra Karamanlilar'i takip ederek Lârende'ye kadar gitti ve sehri muhasara ettiyse de bir netice alamadi. Konya emiri olan Yahsi Bey muhtemelen bu muhasarayi müteakip ölmüs olmalidir (1315).

Musa Bey, hükümdar olduktan sonra Lârende'de bir imaret ile medrese yaptirdi. Bu sirada kardesi Bedreddin Ibrahim Bey kendisi ile beylik mücadelesine girdi (1318). Memlûk Sultani Melik Nâsir'in da yardimini alan Ibrahim Bey onun adina hükümdârligini ilân etti. Bununla birlikte o, hutbe okutup para bastirdi. Çok geçmeden Memlûklu Sultani bir kuvvet göndererek beyligin baskenti olan Lârende'yi Bedreddin Ibrahim'e, Ermenek'i de Musa Bey'e verdi (1331). Musa Bey'in 1339'da da Ermenek beyi bulundugu, Tül Medresesi kitabesinden anlasilmaktadir. Musa Bey, Memlûk-lular'ca Ermenek yönetimine getirilisinden sonra durumunu arz için Kahire'ye gitmis, burada çok iyi karsilanmis, daha sonra hacca gitmis, dönüste tekrar Kahire'ye ugramissa da iyi bir sonuç elde edemeden Ermenek'e dönmüstür.

6- Bedreddin Ibrahim

Mahmud Bey'in oglu ve Musa Bey'in kardesi olan Bedreddin Ibrahim Bey, yukarida da belirtildigi üzere Memlûk sultaninin yardimiyla Musa Bey'i yenerek Karaman beyligine getirildi. Onun zamaninda Konya tekrar Karamanlilar'in eline geçti. 1332 yilinda Lârende'ye gelen Ibn Battuta, Bedreddin Ibrahim'le Karamanli beyi olarak görüsmüstür. Bu ünlü seyyahin kaydina göre Ibrahim Bey, Memlûklu sultanina tâbi olmus, onun adina para bastirmis ve hatta sultanin gönderdigi kuvvetlerin destegiyle Lârende'yi Musa Bey'den almis, buna karsilik da Ermenek ve çevresi Musa Bey'e verilmistir.

Ibrahim Bey bu tarihten sonra kendi istegi ile beylikten çekilerek yerini Lârende'de hüküm sürmekte olan kardesi Alâaddin Halil Bey'e birakti.

7- Alâaddin Halil

Halil Bey Larende'de beyligin basina geçtigi sirada Mahmud Bey'in büyük oglu Burhaneddin Musa Ermenek'de emir olarak bulunuyordu. Halil Bey hakkinda fazla bilgimiz yoktur. Ondan sonra Ibrahim Bey, ikinci kez Karamanlilarin basina geçti.

Ancak bu dönem hakkinda da kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanilmamaktadir. Onun tahminen 1340 veya biraz önce ölümü üzerine Bedreddin Ibrahim yeniden beyligin basina geçti.

8- Bedreddin Ibrahim (Ikinci Kez)

Ibrahim Bey kardesi Halil Bey'in ölümünden sonra ikinci kez beyligin basina geçince durumu arzetmek üzere Kahire'ye bir elçi göndermis, Memlûk sultani da kendisine sancaklar yollamistir. Bedreddin Ibrahim Bey 1343'te Karamanli topraklarina saldiran Ermenilere karsi bir sefer düzenledi. Ölüm tarihi kesin olarak belli olmamakla birlikte bu olaydan sonra vefat etmis olmalidir.

9- Fahrüddin Ahmed

Bedreddin Ibrahim Bey'in ölümünden sonra yerine oglu Fahrûddin Ahmed Bey geçti. Ancak O'nun hükümdarligi çok kisa sürmüs, Ocak 1350'de Mogollar ile savasirken vefat etmistir.

10- Semseddin

Ahmed Bey'in ölümü üzerine kardesi Semseddin Bey Lârende emiri oldu. Ancak kendisini çekemeyen ve hükümdar olmak isteyen kardesi Karaman Bey tarafindan 1352 yilinda zehirlenmek sureti ile öldürüldü. Mezari Lârende'de Emir Musa Medresesi'nde bulunmaktadir.

11- Burhaneddin Musa (Ikinci Kez)

Semseddin Bey'in öldürülmesinden sonra Lârende halki Ermenek emiri olan Musa Bey'i davet ederek beyligin basina geçmesini istediler. O da bu davet üzerine Lârende'ye gelerek ikinci defa Lârende emiri oldu (1352). Bir yil sonra Kayseri ve Sivas emiri olan Eretna-oglu Mehmed Bey ile yaptigi savasta basari gösteren Musa Bey, bundan sonra ülkesini baris içinde idare etmeye çalisti. Fakat kendisi hasta oldugundan kardesi Halil Bey'in ogullari Seyfeddin Süleyman ile Alâaddin Ali Bey'i davet ederek Karaman beyligini bu iki kardese birakmis ve kendisi Mut'a çekilmistir. Burada bir yil kadar yasamis ve sonra vefat etmistir (1356).

12- Seyfeddin Süleyman

Karaman-oglu Mahmud Bey'in torunu ve Halil Bey'in oglu olan Süleyman Bey, amcasi Musa Bey'in daveti üzerine kardesi ile birlikte Lârende emiri olmus, ancak kisa bir süre sonra yasça büyük oldugu için beyligin idaresini tek basina eline almis, kardesi Alâaddin Ali Bey'e ise Ermenek emirligini vermistir.

Seyfeddin Süleyman Bey, Sivas emiri Eretna-oglu Mehmed Bey ile isbirligi yapan bir Karamanli emiri tarafindan bir suikast sonucunda öldürüldü (Ocak 1361). Bundan sonra Abu'l-feth lâkabini tasiyan, Halil Bey'in oglu Alâaddin Ali Bey hükümdar oldu.

13- Alâaddin Ali

Cesur, azimli ve kahraman bir hükümdar olan Ali Bey, beyligin basina geçtikten sonra komsulariyla mücâdeleye giristi. Osmanli-Karaman münasebetleri ilk defa onun zamaninda basladi. Osmanli Sultani I. Murad'in kizi Melek Hatun'la evlenen Ali Bey, Rumeli'ye ayak basan kayinpederine bir müfreze göndermek sureti ile yardimci oldu. Ancak Osmanlilar'in Rumeli'de göstermis oldugu basarilari kiskanan Ali Bey, Osmanlilar'a karsi Eretna-ogullari ve Türkmen beyleri ile ittifak yapmaya basladi (1361). Fakat I. Murad'in aldigi yerinde tedbirler sayesinde Ali Bey'in bu faaliyeti neticesiz kaldi.

Karamanlilar, bir müddet sonra eskiden beri hedefleri olan Gorigos (Kiz Kalesi)'a taarruz ettiler. Sahil emirlerinin de daveti üzerine Gorigos'a gelen Ali Bey'in bu hareketinden sonra sehirliler iç kaleye çekilerek sehirdeki Rumlardan iki kisiyi Kibris kralina elçi olarak gönderdiler. Anadolu sahilinde bir limana ihtiyaci olan Kibris Krali I. Pierre, bu teklif üzerine hemen bu bölgeye yardimci kuvvet gönderdi ise de Ayas ve Alâiye emirleriyle birlikte hareket eden Ali Bey'in bu taaruzu önlenemedi. Bunun üzerine Pierre kendisi harekete geçti, kardesi Jean'i da Alâiye'nin zaptina gönderdi. Ancak Karamanlilarin tesviki ile toplanmis olan sahil emirleri Jean'i maglûp ettiler. Kibris Krali Pierre, bu kez Avrupa'dan yardim istemek zorunda kaldi.

Bu sirada Memlûklular da Kibrislilar'a karsi bir harekâta hazirlaniyorlardi. Basta Ali Bey olmak üzere Güney Anadolu'daki beylere de mektuplar gönderen Memlûklular, Anadolu beylerinden müsbet cevap aldilar. Alâaddin Ali Bey bu ittifakdan sonra, dogrudan dogruya Gorigos'u muhasara etti (1367). Ali Bey, Kibrislilari birçok defa maglûp etmesine ragmen, bu hareketi tesvik eden Mogol kumandani Yelbuga Nasirî'nin ölümü ve Memlûklularin da taarruzdan vazgeçmeleri üzerine Pierre ile bir anlasma yaparak geri çekilmeye mecbur oldu.

Alâaddin Ali Bey, Gorigos seferinden sonra Hamidogullari'na ait olan bazi yerleri eline geçirdi. Daha sora Germiyan-oglu Süleyman Sah'in topraklarina saldiran Ali Bey, 1375 yilinda Kayseri'ye baskin yaparak Eretna hükümdari Ali Bey'i Sivas'a kaçirmis ve daha sonra da Sivas hükümdari Kadi Burhaneddin Ahmed ile mücadelelere girismistir.

b- Karaman-Osmanli Münasebetleri

Ali Bey kayinpederi I. Murad'in Rumeli'de fütuhâta devam ettigi bir sirada bunu firsat bilerek, Osmanlilarin Hamidoglu Hüseyin Bey'den seksen bin altin karsiliginda satin almis olduklari Yalvaç, Karaagaç, Seydisehri, Beysehri taraflarina taarruz ederek kendileri için pek önemli olan Beysehri'ni ele geçirdi. Onun bu davranisina çok üzülen Sultan Murad, bizzat ona karsi harekete geçti. Ali Bey baris yapmak istedi ise de Sultan Murad, Òkendisinin küffarla mücadele ettigi sirada, ortada hiçbir sebep yok iken bir müslüman hükümdarina saldirmasi sebebiyle sözüne güvenemeyeceginiÓ bildirerek onun baris teklifini reddetti. Bunun üzerine iki taraf Konya önünde karsilasmak zorunda kaldi. Yapilan savas sonucunda Karamanoglu yenilince agirliklarini birakarak Konya kalesine kaçti. Çok geçmeden Konya'ya giren Osmanli kuvvetleri kalede bulunan Ali Bey'i kusatmaya basladilar. Sonunda Ali Bey, esi Melek Hatun'u sultan Murad'in yanina göndererek baris istedi. Bunun üzerine, Osmanlilarin Hamidogullarindan aldiklari yerlerin geri verilmesi sartiyla baris yapildi (1386).

Karamanlilar Osmanlilarla baris yapmalarina ragmen, I. Murad'in Kosova'da sehid düsmesinden sonra (1389) anlasmayi bozup Aydin, Mentese ve Esrefogullari ile bir ittifak yaptilar. Bu sirada Rumeli'de bulunan Sultan Bayezid derhal Anadolu'ya dönerek kendisine karsi ittifak kurmus olan beylikler üzerine yürüdü. Bu harekât esnasinda Saruhan, Aydin, Mentese ve Germiyan Beylikleri Osmanli topraklarina katildi (1390). I. Bayezid daha sonra Karamanlilar üzerine de yürüyerek Konya'yi muhasara altina aldi. Karamanoglu Ali Bey, Kadi Burhaneddin'in yardim teklifine ragmen, zaptetmis oldugu Beysehri'ni Osmanlilar'a geri vererek sulh yapti. Bunun üzerine Osmanlilar Konya'dan ayrildilar. Çarsamba suyu iki taraf arasinda sinir kabul edildi.

Alâaddin Ali Bey Osmanlilarla anlastiktan sonra Sivas hükümdari Kadi Burhaneddin'e karsi harekete geçip, ona ait bazi yerleri ele geçirdi. Ancak Kadi Burhaneddin'in karsilik vermesi üzerine aldigi yerleri geri vermek zorunda kaldi. Bu esnada Timur Dogu Anadolu'ya gelerek (1394), kendi hakimiyetini tanitmak üzere etraftaki beyliklere elçiler gönderdi. Alâaddin Ali Bey de diger beylikler gibi Timur'un yüksek hakimiyetini tanidigini bildirdi. Ayrica Karaman-oglu, Timur'un Sam üzerine yapacagi sefere oglu Mehmed Bey'i bir miktar asker ile gönderecegini , Anadolu ve Osmanli ülkesine geldigi vakit ise bizzat kendisinin yardimci olacagini bildirdi.

Alâaddin Ali Bey'in Timur'a itaat ettigini haber alan Sivas hükümdari Kadi Burhaneddin Ahmed, Timur'a karsi oldugu için iki düsman arasinda kaldi. Bu arada Karaman-oglu Ali Bey'in Kadi Burhaneddin'e ait bazi yerlere saldirmasini müteakip Kadi Burhaneddin onun üzerine yürüdü. O, Aksaray, Zincirli, Salime kalelerini aldiktan sonra Nigde'yi muhasara etti ise de alamadi.

Karaman-oglu Alâaddin Ali Bey bu olaydan sonra Kadi Burhaneddin'in yegeni olan Kayseri Valisi Seyh Müeyyed'i tahrik ederek dayisina karsi isyan ettirdi (1396). Bunun üzerine Kadi Burhaneddin derhal Kayseri'ye yürüyerek Seyh Müeyyed'i yakalayip öldürdü. Daha sonra onu isyana tesvik eden Karaman-oglu arazisini de yagmalatti. Ali Bey Konya kalesine siginmak zorunda kaldi. Bu sirada Ali Bey'in hareketini tasvib etmeyen bir kisim kabile reisleri onu terkederek Kadi Burhaneddin'in tarafina geçtiler.

Kadi Burhaneddin ile basa çikamayacagini anlayan Alâaddin Ali Bey, Osmanli Sultani Yildirim Bayezid'in Rumeli'de Eflâk seferinde bulunmasini firsat bilerek kuvvetlerini Ankara ve Bursa taraflarina akina gönderdi. Ankara'ya gidenler Anadolu Beylerbeyi Sari Timurtas Pasa'yi yakalayip Konya'ya götürdüler. Bu durumu haber alan Yildirim Bâyezid, Eflâk seferinden döner dönmez Karaman-oglu üzerine yürüdü.

Alâaddin Ali Bey, Bayezid'in kendisine karsi harekete geçtigini duyunca Timurtas Pasa'yi serbest birakarak onu bir heyetle ve kiymetli hediyelerle birlikte baris için padisaha gönderdi. Ancak Bayezid, onun bu teklifini kabul etmeyerek savasa giristi. 1398 yilinda Akçay'da yapilan savasi kaybeden Alâaddin Ali Bey Konya'ya sigindi, fakat sehirlilerin Bâyezid ile anlasmasi üzerine esir alindi. Daha sonra da öldürüldü.

Bâyezid bu sekilde Konya'yi ele geçirdikten sonra Ali Bey'in ogullarinin elinde bulunan Lârende üzerine yürüdü. Alâaddin Ali Bey'in hanimi ve ogullari Ali ve Mehmed beyler, sehrin ileri gelenleriyle kaleden çikip Bayezid'in huzuruna geldiler. Bayezid sehrin anahtarlarini teslim aldiktan sonra Alâaddin Ali Bey'in hanimi olan kizkardesini ve iki oglunu Bursa'ya gönderdi (1398).

Bayezid, böylece Karamanogullari beyliginin güney kisimlari disinda kalan yerlerini alarak bu beylige son verdi. Mut, Ermenek, Içel ve Taseli taraflari ise Karaman ailesine mensup Süleyman Bey ve oglu Seyh Hasan'in idaresinde kaldi. Güneyde bulunan Alâiye, Karaman ailesine mensup bir baska beyin idaresinde bulunuyordu. Bu arada bazi kaynaklarda Bâyezid'in Konya ve çevresini Ali Bey'in oglu Mehmed Bey'e verdigi, ancak bir yil sonra Osmanlilar'a isyan etmesi sebebiyle tekrar esir alinarak Bursa'ya götürüldügü belirtilmektedir.

c- Ankara Savasi'ndan Sonra Karamanogullari Beyligi

Karamanogullari Beyligi Ankara Savasi'nin sonuna kadar dört yil Osmanli idaresinde kaldi. Ancak Osmanlilar'in Ankara Savasi maglubiyetinden sonra Timur; Germiyan, Saruhan, Aydin, Mentese, Teke ve Karamanogullari'na eski beyliklerini geri verdi. Bu arada Alâaddin Bey'in oglu Mehmed Bey'e de Karaman ülkesi verildi. Mehmed Bey'in kardesi Ali Bey ise Mehmed Bey'e tâbi olarak Nigde emiri oldu. Timur Karaman topraklarinin yanisira Osmanli arazisinden Beypazari, Sivrihisar, Kirsehri ve Kayseri taraflarini da Mehmed Bey'e verdi.

1- Mehmed Bey

Mehmed Bey Karaman hükümdari olarak Konya'yi beyliginin merkezi yapti ve Timur adina Konya, Kayseri, Lârende ve Egridir'de sikke kestirdi. Mehmed Bey daha sonra Mut, Ermenek, Içel ve Taseli taraflarina hakim olan Süleyman Bey üzerine yürüyerek bu bölgeleri de idaresi altina aldi.

Osmanli sehzâdeleri arasinda meydana gelen taht kavgalarindan istifade eden Mehmed Bey, Osmanli hükümdari Çelebi Sultan Mehmed'in Rumeli'de kardesi Musa Çelebi ile ugrastigi bir sirada Çelebi Mehmed'in müttefiki olan Germiyan-oglu'nun arazisine tecavüz ederek Bursa'ya kadar geldi. Sehri tahrip ettikten sonra kaleyi muhasara etti, ancak Haci Ivaz Pasa'nin müdafaasini kiramadi. Mehmed Bey, dayisi Yildirim Bâyezid'in kabrini açtirarak ona hakaret ettikten sonra kale üzerindeki baskisini arttirdi. 30 gün kadar dayanabilen kale sonunda teslim oldu. Mehmed Çelebi, kardesi Musa Çelebi'yi yenerek onu öldürdükten sonra Karaman-oglu Mehmed Bey'in Bursa'yi aldigini haber alinca derhal Anadolu'ya geçti. Karaman-oglu, Osmanli sultaninin Bursa'ya gelmekte oldugunu duyunca sehri atese vererek Karaman'a döndü (1413).

Çelebi Sultan Mehmed, Karaman-oglu'na bir ders vermek amaciyla beraberinde Candar-oglu Isfendiyar Bey ve kuvvetleri oldugu halde, Karaman-oglu'nun iki yildan fazla isgali altinda kalmis olan Kütahya'yi geri aldi. Buradan Karamanli topraklarina giren Çelebi Mehmed, daha önce Osmanlilara ait olup Timur tarafindan Karaman-ogullarina verilmis olan Aksehir, Begsehir ve Otluk-hisari'ni aldiktan sonra Konya'yi kusatti ise de alamadi. Sonunda Karaman-oglu'nun müracaati ile, ele geçirilen yerler Osmanlilarda kalmak üzere baris yapildi (1414).

Fakat Karaman-oglu Mehmed Bey bir süre sonra, Çelebi Sultan Mehmed'in Canik taraflarinda bulundugu bir sirada Osmanli topraklarina tekrar saldirilara basladi. Çelebi Mehmed, onun bu hareketini ögrenince Samsun seferinden geri dönerek Konya üzerine yürüdü. Ancak Ankara'ya geldigi sirada hastalandigi için kendisi sefere devam edemedi. Anadolu Beylerbegisi Bayezid Pasa, Konya önüne kadar gelerek Mehmed Bey'i yakaladi. Karaman-oglu Mehmed Bey ve oglu Mustafa Bey Ankara'da bulunan Çelebi Mehmed'in karargâhina getirildi. Çelebi Sultan Mehmed, sözünde durmamasi sebebi ile Karaman-oglu'nu siddetle cezalandirdi. Karaman-oglu ise özür dileyerek yaptigi antlasmayi bir daha bozmayacagina dair söz verdi (1418). Bundan sonra Mehmed Çelebi hayatta oldugu müddetçe Karaman-oglu'nun hiç bir taarruzu görülmedi. Bununla birlikte O, Osmanlilardan çekindigi için Memlûklu Sultani Melik Müeyyed'in himayesine girerek onun adina para bastirdi.

Timur'un Anadolu'da bulundugu sirada Karaman-oglu Mehmed Bey tarafindan ele geçirilmis olan Tarsus sehri Ramazan-oglu Ahmed Bey tarafindan alinarak burada Memlûk Sultani Melik Müeyyed Bey adina hüküm sürüyordu. Karaman-oglu Mehmed Bey elinden alinmis olan Tarsus'u geri almak için firsat ariyordu. Nitekim O, iki yil sonra Misir ve Sam emirleri arasindaki anlasmazliktan istifade ederek oglu Mustafa Bey kumandasinda bir ordu gönderdi ve Tarsus'u geri aldi. Ancak bu sebeple Memlûklu sultani ile arasi açildi. Memlûklu kuvvetleri kisa bir süre sonra Tarsus'u geri aldi ise de bu kez Karaman-oglu ile Ramazan-oglu birleserek Tarsus'a yeniden sahip oldular.

Bu siralarda Karaman-oglu Mehmed Bey hastalandigi için yerini oglu Mustafa Bey aldi. Ancak Memlûk sultani bunu kabul etmeyerek beyligin basina Izzeddin Hamza'yi getirdi. Memlûk sultani ayni zamanda oglu Ibrahim'i güney Anadolu'ya gönderdi. Sam Valisi Tani Bey Mik'i de Tarsus'un zapti ile görevlendirdi. Bu Memlûk kuvvetleri Karaman-oglu'nu bozguna ugratarak Adana ve Tarsus'u ellerine geçirdiler. Memlûklular bu sefer sirasinda Nigde, Konya Eregli'si ve Lârende'ye kadar gelerek büyük tahribat yaptilar. Bunlar Karamanogullari Beyligi'ni Ali Bey'e verdiler. Memlûklular karsisinda daglara kaçan Mehmed Bey ise, ordunun geri çekilmesinden sonra Kayseri'ye saldirdi. Ancak Dulkadir-oglu Nasirüddin Mehmed Bey'e esir düstü. Mehmed Bey buradan Kahire'ye götürülerek hapsedildi (Ocak 1422). Oglu Mustafa Bey ise daha önce öldürüldü (1420).

2- Ali Bey

Biraderi Mehmed Bey zamaninda Nigde emiri olan Ali Bey, Mehmed Bey'in Osmanlilar karsisinda aldigi yenilgi ile sarsintiya ugramasi üzerine kendisine sultan ünvani vermisti (1413). Bu sebeple Mehmed Bey ile aralari açilinca Kahire'ye gitmis (1415), sonra Mehmed Bey'in Memlûk sultanina muhalefeti üzerine Anadolu'ya sevk edilen ordu ile beraber gelmis ve neticede Memlûk sultani tarafindan bütün Karaman beyligi kendisine verilmistir (Ocak 1420).

Ali Bey, Konya hariç geri kalan bütün Karaman arazisine sahip oldu. Öte taraftan Memlûklu Sultani Melik Müeyyed'in ölümü ve Melik Zahir Seyfeddin Tatar'in sultanliga geçmesi (1421) üzerine Karaman-oglu Mehmed Bey serbest birakilarak ülkesine gönderildi. Bu sirada Mehmed Bey'in oglu Ibrahim Bey de Osmanlilarin yardimiyla Konya ve Lârende'yi eline geçirdi. Ali Bey yine Nigde'ye çekilerek Memlûklu sultaninin himayesine girdi. Böylece Karaman Beyligi Memlûklu sultanina tabi olarak ikiye bölünmüs, Ali Bey Nigde'de, Mehmed Bey ise Konya'da hüküm sürmüstür.

3- Mehmed Bey (Ikinci Kez)

Memlûklu Sultani Seyfeddin Tatar'in emriyle affolunan Mehmed Bey, Kibris üzerinden memleketine geldi ve Konya'da beyligin basina geçti (1421). Memlûklulara tabi olan Mehmed Bey, bir süre sonra Osmanli devletindeki saltanat degisikliginden istifade ile Hamid-ogullariyla da isbirligi yaparak Osmanlilarin elinde bulunan Antalya kalesini ele geçirmeyi plânla-di. Bu ittifakdan haberdar olan Antalya beyi Hamza Bey, müttefiklerin birlesmesine firsat vermeden Hamid-oglu Osman Bey üzerine baskin yaparak onu öldürdü. Mehmed Bey ise ogullari Ibrahim, Ali ve Isa Beylerle beraber gelerek Antalya'yi kusatti. Mehmed Bey kusatmayi yönettigi sirada kaleden atilan bir gülle parçasinin isabetiyle yaralanarak hayatini kaybetti. Ogullari Isa ve Ibrahim Bey, babalarinin cesedini alarak Lârende'ye döndüler (Subat 1423).

4- Ali Bey (Ikinci Kez)

Agabeyi Mehmed Bey'in Antalya kusatmasinda öldügünü haber alan Ali Bey, Nigde'den Konya'ya gelerek hükümdarligini ilân etti. Mehmed Bey'in ogullari Ibrahim ve Isa Bey ise Osmanli hükümdari II. Murad'in yanina giderek ondan yardim istediler. Sultan Murad, kizkardesleriyle evli olan bu Karaman beylerini iyi karsiladi. Isa Bey'e Rumeli'de bir sancak beyligini veren II. Murad, Ibrahim Bey'e ise bir miktar kuvvet vererek Karaman'a gönderdi. Ibrahim Bey, Murad'in bu yardimina karsilik, daha önce Osmanlilar'a ait iken Timur tarafindan Karamanogullari'na verilmis olan Isparta ve Egridir'i Osmanlilar'a geri vermeyi kabul etti. Osmanli kuvvetleriyle birlikte Konya önlerine gelen Ibrahim Bey, Ali Bey ile yaptigi mücadele sonunda Konya'yi eline geçirdi. Ali Bey ise eski baskenti olan Nigde'ye çekildi. Ibrahim Bey, amcasi Ali Bey'e Nigde'nin yanisira Aksehir'i de dirlik olarak verdi (1424).

5- Ibrahim Bey

Mehmed Bey'in büyük oglu olan Ibrahim Bey Osmanlilarin yardimiyla beyligin basina geçtikten sonra Osmanlilarla olan dostlugunu bozdu. O, Osmanlilara biraktigi Egridir ve Isparta'yi geri almayi plânliyordu. Ibrahim Bey, Osmanli kuvvetlerinin Rumeli'de bulundugu bir sirada Beysehri'ni ele geçirerek Isparta'ya kadar ilerledi. Sultan Murad, Rumeli'deki tehlikeli durumun düzeltilmesinden sonra Osmanli kuvvetlerini Karaman-ogullari üzerine gönderdi. Bu kuvvetler Aksehir'den baslayarak Beysehri, Seydisehri ve Saidili gibi yerleri zabtettiler.

Sarimüddin (veya Taceddin) Ibrahim Bey Karaman-Memlûklu münasebetlerine de önem veriyordu. O, Barsbay'a isyan etmis olan Ramazan-oglu Ibrahim Bey'i Kahire'ye gönderdi. Ancak kuvvetlendikten sonra, Mem-lûklularin kendi üzerindeki nüfuzlarina son vererek bagimsiz bir siyaset takip etmeye basladi. Onun bu davranisi sonucunda Memlûklular Emir Sadi Bey'i Tarsus'a gönderip Ibrahim Bey'e karsi kardesi Isa Bey'i desteklediler. Kardesine karsi mücadele eden Ibrahim Bey onu yenerek Kahire'ye kaçmasina sebep oldu.

6- Ibrahim Bey Devrinde Karaman-Osmanli Münasebetleri

Ibrahim Bey zamani Karamanogullari Beyligi'nin en güçlü devri oldu. Bu devirde Karamanlilar, Sirp despotu vasitasiyla Osmanlilar aleyhine Macarlarla ittifak yaptilar. Bu anlasmaya göre Macarlar batidan, Karamanlilar da dogudan Osmanli topraklarina saldiracaklardi. Ancak Macarlar'i maglup eden II. Murad, Karaman-ogullarinin en çok güvendigi Varsak asireti üzerine bir kuvvet göndererek Konya halkini Afyonkarahisar'a sürmeyi düsündü. Ancak Ibrahim Bey, Osmanlilara bir elçi göndererek baris yapilmasini teklif etti. Almis oldugu yerleri geri vermek ve bir daha anlasmaya aykiri hareket etmemek sarti ile baris yapildi (1439).

II. Murad Karamanlilar ile anlasmasina ragmen, Ibrahim Bey'in Kayseri'yi zabtetmesi üzerine ona karsi Dulkadir-oglu Nasirüddin Mehmed Bey ile ittifak yapmak zorunda kaldi. Nitekim bu sirada, Dulkadir-oglu Mehmed Bey de, Kayseri'yi alan ve Memlûklularla müsterek hareket eden Karaman-oglu'na karsi Osmanlilar'dan yardim istemek üzere II. Murad'a haber gönderdi (1436). Öte taraftan II. Murad, Kayseri'den sonra Amasya'ya da hücum eden Ibrahim Bey'e bir ders vermek amaciyla Dulkadir-oglu Süleyman Bey'e yardimci kuvvet gönderdi. Bu suretle Dulkadirlilar Kayseri'yi geri aldilar. Osmanlilar'in yaninda bulunan Karaman ailesinden Isa Bey ise Karaman topraklarina hücum etti, ancak Aksehir'i aldiktan sonra yapilan muharebede öldürüldü. Ibrahim Bey, bu olaydan sonra, Memlûklularin da ise karisacaklarini anlayinca Osmanlilar'a sulh teklifinde bulundu. 1437 yilinda iki taraf arasinda bir baris antlasmasi daha yapildi. Ibrahim Bey bu tarihten sonra bes-alti sene kadar Osmanlilar aleyhinde hiç bir faaliyette bulunmadi.

Bununla beraber Karaman-oglu Ibrahim Bey, Osmanlilarin Macaristan'da yenilmesinden sonra baslayan Haçli ittifakina da katilmaktan geri durmadi. O, Bizans imparatoru araciligiyla Macar kralina müracaat ederek onun Rumeli'de harekâta baslamasini istedi. Haçli ordulari, Semendire'yi alarak Alacahisar, Sehirköy ve Nis'i yakip yiktilar. Bunlar daha sonra Sofya üzerine yürüdüler. Osmanlilarin Rumeli'de bulundugu bu sirada Karaman-oglu Ibrahim Bey, damadi Turgut-oglu Hasan Bey emrinde bir kisim kuvvet göndererek Ankara, Kütahya ve Afyon illeriyle Bolvadin, Beypazari ve Hamideli yörelerine kadar olan yerleri yakip yiktirdi. Böylece iki düsman arasinda kalan Osmanlilar, Haçlilara karsi en kuvvetli birliklerini göndermekle birlikte, Anadolu'da da Karamanogullari üzerine bir kuvvet sevketmek zorunda kaldilar.

Ibrahim Bey'in Osmanlilara karsi Haçlilarla ittifak yapmasi müslümanlar tarafindan iyi karsilanmadi. Sultan II. Murad devrin ileri gelen âlimlerinden de fetva alarak Karaman-oglu'na karsi kesin bir tavir almaya karar verdi. Haçlilarla 1444 Temmuz'unda yapilan baris antlasmasindan sonra Anadolu'ya geçen II. Murad Karaman-oglu üzerine bir sefer düzenledi. Çok zor durumda kalan Ibrahim Bey, yine baris istemek zorunda kaldi. II. Murad, devletinin içinde bulundugu durumu düsünerek Karamanogullari ile baris yapmayi uygun buldu.

Sultan Murad, Haçlilarla yapilan 1444 Segedin antlasmasinin bozulduguna dair gelen haberler üzerine Ibrahim Bey ile, çok agir sartlari ihtiva eden bir yemin ve ahidnâme alarak anlasti. Buna göre Ibrahim Bey, oglunu ve kuvvetlerini istendigi zaman Osmanlilar hizmetine göndermeyi kabul ediyordu.

Karaman-oglu Ibrahim Bey bu ahidnâmeye sadik kalarak Varna muharebesinde (1444) ve II. Kosova Savasi'nda (1448) Osmanlilara yardimci kuvvetler gönderdi.

Ibrahim Bey, bu sirada Kibrislilar'in elinde olan Gorigos kalesini ele geçirdi (1448). Bunun üzerine Rodoslular Memlûk Sultani Melikü'z-zâhir Çakmak'a müracaat ettiler.

Karaman-oglu Ibrahim Bey II. Murad'in ölümünden sonra tekrar Osmanlilar aleyhine faaliyetlere basladi. O, 1451 yilinda Germiyan, Aydin ve Menteseogullari'ndan olduklarini ileri süren bazi kimseleri memleketlerini almak üzere gönderdi. Bunun üzerine Sultan II. Mehmed Anadolu beylerbeyi Ishak Pasa'yi Anadolu'ya sevkettikten sonra kendisi de Karaman-oglu üzerine yürüdü. Ibrahim Bey Fatih Sultan Mehmed karsisinda da zor durumda kaldigini anlayinca baris teklifinde bulundu. Beysehir, Seydisehir ve Kirsehir Osmanlilar'a verilmek ve sefer sirasinda asker göndermek sarti ile baris yapildi. Bununla beraber Ibrahim Bey, Istanbul'un fethinin hazirliklari sirasinda Konya'ya gelen Venedik elçisi ile Osmanlilar'a karsi bir ticaret antlasmasi imzaladi.

Karaman-oglu Ibrahim Bey, 1456'da Memlûk topraklarina hücum ederek Tarsus, Adana ve Külek taraflarini almak istedi. Onun bu davranisi üzerine harekete geçen Memlûklular, Emir Hoskadem Nasirî'yi Karaman-ili'ne gönderdi. Ibrahim Bey Memlûklu kuvvetlerinin geldigini görünce önce Memlûklular'a, sonra da Osmanlilar'a yaklasmak zorunda kaldi. Bundan sonra yaptigi anlasmalara vefatina kadar sadik kalan Ibrahim Bey, Fatih'in Kastamonu ve Trabzon seferlerine oglu kumandasinda yardimci kuvvet gönderdi. O, Isfendiyar-oglu Kizil Ahmed'in siginma istegini de kabul etmedi.

Yaklasik 40 yil kadar Karaman-ogullari beyliginin basinda kalan Ibrahim Bey'in son zamanlari üzüntü içerisinde geçti. Daha sagliginda ogullari arasinda miras kavgalari basladi. Ibrahim Bey ise, Içel valisi olan büyük oglu Ishak Bey'i veliaht tayin etmisti. Ishak Bey, babasi ölmeden önce idareyi eline aldi ise de kardesleri bunu kabul etmedi. Nitekim babasinin hastaliginin agirlastigi bir sirada Pir Ahmed, Konya ileri gelenleri ile anlasarak hükümdarligini iâan etti. Bunun üzerine Ibrahim Bey, oglu Ishak Bey ile birlikte Gevele kalesine sigindi ve çok geçmeden burada vefat etti (1464). Naasi Lârende'ye götürülerek orada yaptirmis oldugu imaret medresesine bitisik olan türbesine defnedildi.

Ibrahim Bey'in ölümünden sonra ogullari Ishak Bey, Pir Ahmed, Kasim, Karaman, Alâaddin, Süleyman, Nûre Sufi ve Mehmed birbirleriyle mücadeleye basladilar.

7- Ishak Bey

Ishak Bey babasinin ölümünden sonra hükümdar olmussa da Silifke'den devlet baskenti Konya'ya gelemedi. Çünkü, kardesi Pir Ahmed daha babasinin sagliginda Konya'yi ele geçirmis ve burada beyligini ilân etmisti. Böylece Karamanogullari beyligi ikiye ayrilmis oldu. Ishak Bey, Pir Ahmed Bey'e karsi kendisine yardimci olur ümidiyle Memlûklu sultanina tâbi olmak istediyse de, hiç bir askerî yardim alamadi. Kardesi Pir Ahmed'e karsi yalniz basina mücadele edemeyecegini anlayinca ailesini Silifke'de birakarak Akkoyunlu Uzun Hasan'in yanina giderek ondan yardim istedi. Uzun Hasan'dan aldigi yardimci kuvvetler ile ülkesine dönen Ishak Bey kardesi Pir Ahmed'i yenerek Konya'yi eline geçirdi. Pir Ahmed ise ülkesini terk ederek Fatih Sultan Mehmed'in yanina gitti.

Akkoyunlularin destegi ile Karaman topraklarina hakim olan Ishak Bey Memlûk sultani adina hutbe okutmasina ragmen, Osmanlilarla da anlasma yollarini aradi. Dayisi Fatih'e siginmis olan Pir Ahmed, Karaman beyligi topraklarindan bazi yerleri terketmek suretiyle padisahtan yardim sözü aldi. Öte taraftan Ishak Bey de Fatih'e müracaat ederek Aksehir, Beysehir ve çevresini Osmanlilara verecegini bildirerek anlasma yapmak istedi. Ancak Fatih Sultan Mehmed, bu yerlerin zaten daha önce Osmanlilar'in elinde oldugunu söyleyerek Ishak Bey'in baris teklifini kabul etmedi. Fatih, Çarsamba suyunu sinir kabul eden eski antlasmalarin tatbikini istedi. Ishak Bey Fatih Sultan Mehmed ile anlasamayinca iki taraf kuvvetleri Ermenek civarinda karsilasmak zorunda kaldilar. Ishak Bey bu savasta maglup olup ailesinin siginmis oldugu Silifke kalesi hariç, bütün Karaman-ili'ni kaybederek hazinesi ile birlikte Diyarbakir'da Uzun Hasan'in yanina çekildi. Kisa bir süre sonra da burada vefat etti (Eylül 1466).

8- Pir Ahmed

Fatih Sultan Mehmed'in yardimi ile Karaman tahtina geçen Pir Ahmed kendisine yapilmis olan yardima karsilik Aksehir, Beysehir, Siklan hisari, Ilgin ve çevrelerini Osmanlilar'a verdi. Bundan sonra Pir Ahmed bir kaç yil Osmanli devletinin himayesinde hükümdarlik yapti. Ancak bu kez kardesi Kasim Bey, ona karsi harekete geçti. Pir Ahmed, Osmanlilar'in da yardimiyla Ermenek civarinda Kasim Bey'i yendi. Durumunu saglamlastiran Pir Ahmed, bir süre sonra Osmanlilar'in batida yaptiklari savaslardan istifade ederek, Osmanlilara terketmis oldugu yerleri geri almak için faaliyetlere basladi (1466). Fatih Sultan Mehmed, Pir Ahmed Bey'in bu hareketi üzerine ordusuyla Karaman topraklarina girdi. Pir Ahmed Fatih'in gelmesi üzerine Konya'yi birakarak Lârende'ye kaçti. Veziriazam Mahmud Pasa onu takip ederek yenilgiye ugratinca bu kez Tarsus'a kaçmak zorunda kaldi. Böylece Konya'yi eline geçiren Fatih Sultan Mehmed, buranin idaresini oglu Sehzâde Mustafa'ya verdi.

Lârende'ye çekilen Pir Ahmed mücadeleden usanmadi. O, kardesi Kasim bey ile barisarak birlikte Osmanlilar'in kontrolündeki Konya üzerine yürüdü. Ancak Osmanli emiri Ishak Pasa karsisinda yenilerek kaçmak zorunda kalan Pir Ahmed yardim saglamak amaciyla Uzun Hasan'in yanina gitti. Kardesi Kasim Bey ise daglik bölgelere çekilerek Pir Ahmed'in getirecegi yardimi beklemeye basladi (1469-1470). Öte taraftan bu siralarda Karaman'a gönderilen Gedik Ahmed Pasa buradan güneye inerek Alâiye ve Silifke'yi ele geçirdi. O, daha sonra Karamanli ailesinin bulundugu Mokan (Minan) kalesini de aldi.

Akkoyunlu hükümdari Uzun Hasan'in yanina giden Pir Ahmed, buradan kalabalik bir kuvvet alarak geriye döndü. Bu sirada Içel'de bulunan Gedik Ahmed Pasa derhal Konya'ya geldi. Akkoyunlu ordusu önce Tokat'a gelip savunmasiz sehri yakip yikti (1472). Bu ordu daha sonra Kayseri'den baslayarak Karaman, Hamid-ili ve çevresini ele geçirdi. Yusufca Mirza emrindeki Akkoyunlu ordusu ile birlikte hareket eden Pir Ahmed ve Kasim Bey Lârende'yi aldiktan sonra Konya'yi da ele geçirmek istedilerse de Konya halki Osmanlilar'a sadik kalarak sehri savundu. Bu yüzden Konya'yi ele geçiremeyen ordu Aksehir'e geldi. Bolvadin'den geçerek Beysehir civarinda Sehzâde Mustafa kuvvetleriyle karsilasti. Burada iki taraf arasinda meydana gelen savasta Akkoyunlular yenilgiye ugradi ve Yusufca Mirza esir alindi. Pir Ahmed Bey ise tekrar Uzun Hasan'in yanina kaçmayi basardi. Kasim Bey de Içel'e çekilerek Silifke'de hüküm sürdü.

Fatih Sultan Mehmed, Akkoyunlu hükümdarinin Karamanogullari'na devamli surette yardim etmesi dolayisiyla bu devlete karsi bir sefer yapmak zorunda kaldi. Osmanlilar'la Akkoyunlular'in 1473 yilinda yaptiklari Otlukbeli savasinda Uzun Hasan yenilgiye ugrayinca Karaman-ogullarinin ümitleri kirildi. Otlukbeli yenilgisinden sonra Pir Ahmed Bey Uzun Hasan'la birlikte kaçti. O, daha sonra Içel'de bulunan kardesi Kasim Bey'in yanina gelerek tekrar Osmanlilar'a karsi harekâta basladi. Pir Ahmed Silifke'den ayrilip Ermenek'e giderek Yellitepe'de karargâhini kurdu. Gedik Ahmed Pasa Pir Ahmed'e baris önerisi ile ansizin Yellitepe'ye baskin yapti. Pir Ahmed saklandigi için yakalanamadi. Bununla birlikte Gedik Ahmed Pasa, Ermenek ve Minan kalelerini elegeçirdi. Pir Ahmed önce Tarsus'a, oradan da tekrar Uzun Hasan'in yanina gitti. Uzun Hasan, Bayburt sehrini Pir Ahmed'e dirlik olarak verdi. Pir Ahmed burada ikamet etmekte iken 1474 yilinda öldü.

9- Son Karamanli Beyi Kasim ve Osmanlilar'in Karamanogullari Beyligi'ne Son Vermesi

Kardesi Pir Ahmed'in ölümünden sonra Karaman-ogullarinin basinda Kasim Bey yalniz kaldi. Bu sirada, gerek Uzun Hasan'in gerek Karaman-ogullarinin müttefiki olan Venedik, Papa ve Napoli devletlerinin donanmalari Midilli adasiyla Izmir ve Antalya'yi isgal ettikten sonra Silifke'ye kadar geldiler ve burasini alarak Kasim Bey'e verdiler. Ancak Pir Ahmed Bey'in yönetimindeki yerleri alan Gedik Ahmed Pasa, Kasim Bey'in hakim oldugu Içel'i de ele geçirdi (1474). Yine bu siralarda Konya valisi olan sehzâde Mustafa, Karamanogullari'nin elinde bulunan Develi Karahisar'i baris yoluyla aldi. Böylece Karaman-ogullari'nin bütün sehir ve kaleleri Osmanlilarin eline geçmis oldu (1475).

Ancak, Fatih'in ölümünden sonra (1481) hükümdar olan II. Bayezid ile kardesi Cem Sultan arasindaki saltanat kavgasi sirasinda yeniden ortaya çikan Kasim Bey, daha önce Konya valiliginde bulunmus olan Cem Sultan'la anlasarak Içel çevresinde bir süre kaldiktan sonra, Karaman Beyligi'ne yeniden hakim olmaya çalisti. Hatta bir ara basarili oldu ise de Cem'in Misir'a kaçmasiyla yalniz kaldi.. Kasim Bey, çok geçmeden Cem'i Anadolu'ya davet etti, bunun üzerine Cem Sultan Anadolu'ya gelerek Kasim Bey ile birlikte hareket etti. Ancak bir süre sonra Cem Sultan'in Rodos sövalyelerinin yanina gitmesi üzerine yalniz kalan Kasim Bey, Osmanli padisahi II. Bayezid'e müracaat ederek affedilmesini istedi. Padisah da onu affederek kendisine tabi olmasi sarti ile Içel'de beylik sürmesine izin verdi. O da ölümüne kadar (1493) beyliginin basinda kaldi.

Kasim Bey'in ölümü üzerine, Karamanli beyleri Karaman-oglu'nun kizindan dogan Turgut-oglu Mahmud Bey'i Kasim Bey'in yerine atamasini sultandan istediler. Bayezid, Karamanlilarin bu istegini de kabul etti. Ancak Turgut-oglu Mahmud Bey, Osmanlilarla Memlûklular arasindaki savasta Memlûklular'i tutunca azlolundu ve üzerine kuvvetler gönderildi. Bunun üzerine Mahmud Bey Haleb'e kaçti (1497). Böylece Karaman-ogullari sülâlesinden kimse kalmadi. Osmanlilar beyligin ortadan kalkmasindan sonra burasini Karaman merkez olmak üzere bir eyalet haline getirdi.

Görüldügü gibi Karamanogullar'i Beyligi Anadolu beylikleri içerisinde en uzun ömürlü ve en güçlü beyliklerden birisi olmustur. Beyligin ilk merkezi Ermenek olmus, daha sonra sirasiyla Lârende (Karaman), Konya, kisa bir süre de Nigde ve Silifke beylik merkezi olmustur. Karamanlilarin devlet idare sekli Türkiye Selçuklulari devlet teskilâtina benzemekte idi. Beylik aile fertleri tarafindan seçilen Ulu bey tarafindan idare edilir, ailenin diger üyeleri ülkenin çesitli yerlerinde valilik yapmak suretiyle yönetime katilirdi.

Divan teskilatinin da mevcut oldugu bilinen Karaman beylerinin nevbet denilen davul, nakkare ve nefirden meydana gelen bir çesit mehter takimlari vardi.

Karamanogullari Beyligi'nde ordu beyligin esasini teskil ediyordu. Düzenli ordu yaninda bazi boy ve oymaklarin da gerektigi zaman Karamanlilarin hizmetine girdikleri bilinmektedir. Karaman ordusunun sayisi için el-Ömerî 25 bin atli, 25 bin piyade; Baybars Tarihi 20 bin atli, 30 bin piyade gibi rakamlar vermektedirler. Sikarî ise, Gorigos seferi esnasinda Karaman ordusunun 40 bin kadar oldugunu yazmaktadir. Bu rakam Ibrahim Bey devrinde ise ihtiyatlari ile birlikte 60 bine kadar çikmaktadir.

II- KARAMANOGULLARI DEVRINDE IMAR FAALIYETLERI

Osmanlilar'dan sonra en kudretli ve uzun ömürlü Türkmen beyligi olan Karamanogullari mimarisi Selçuklu üslûp ve geleneginin bir devami seklindedir. Karamanogullari'nin yapmis olduklari eserlerden günümüze kadar gelenler sunlardir. Aksaray'da Ulu Camii (1431) ve Zinciriye Medresesi (1336); Konya'da Haci Ebubekir tarafindan yaptirilmis olan Iplikçi Camii (1332); Ermenek'te Emir Musa Bey'in 1339'da yaptirmis oldugu Tol Medrese; Karaman'da Sultan I. Murad'in kizi ve Karaman-oglu Alâaddin Bey'in hanimi Nefîse Sultan'in 1382'de yaptirdigi Hatuniye Medresesi; II. Ibrahim Bey tarafindan yaptirilmis olan Ibrahim Bey Imareti (1433), Karamanli Emiri Haci Bey tarafindan insa ettirilen Haci Beyler Camii (1358) ve Mevlâna Celâleddin-i Rumî'nin annesi Mümine Hatun adina Karaman-oglu Alâaddin Bey tarafindan 1370 yilinda insa ettirilen Maderi Mevlânâ Camii; Nigde'de Ali Bey'in yaptirmis oldugu Ak Medrese (1409); Ürgüp'te 1350'de yaptirilan Taskin Pasa Camii; Mut'ta Karaman-oglu Alâaddin Bey'in emirlerinden Lal Aga tarafindan insa ettirilen Lal Aga Camii Karamanogullari mimarisinin en canli örneklerindendir. Bunlarin disinda Konya'da, Kur'an ögrenmek ve namaz kilmak için yaptirilmis olan Hasbey Dârülhüffâz'i (1421) ile Nasuh Bey Dârülhüffâz'i da Karamanogullari devrinden günümüze kadar kalmistir. Yine Karaman'da bulunan Alâaddin Bey Kümbedi de bu devrin önemli eserlerindendir.

Selçuklu çini sanati gelenegi beylikler devrinde de devam etmis ve Karamanogullari'nin yapmis olduklari Karaman Hatuniye Medresesi, Konya Hasbey Dârülhüffâz'i ve Ermenek Tol Medrese türbesinde mozayik çini örnekleri kullanilmistir.

Karamanogullari devrinde Konya önemli bir ticaret sehri idi. Iç Anadolu'nun ticaret merkezlerinden birisi olan ve dogu-bati, kuzey-güney ticaret yolu üzerinde bulunan Konya'da Sivas ve Kayseri'den getirilen mallar alinip satilirdi.

Kaynak: Osmanli tarihi

Islam tarihi