. | Prof. Dr. Osman Eskicioğlu* Kuran, Allah'ın kâinatının
sözlü bir ifadesi, kâinat da yine Allah'ın Kuran'ının madde ve varlıklar haline
gelmiş ve serpilmiş bir şeklidir. Şair bunu şöyle dile
getirmiştir: "el-Kuran-ü kevnüllah-il mestur; ve'l-kevnü Kuranüllah-il menşur"
(Yani Kuran'ı Kerim, Allah'ın satırlarla ifade ettiği kâinatı, kâinat ise yine
Allah'ın dağılıp yayılmış ve serpilmiş bir Kuran'ıdır). Biz "Kuranı Kerime Göre
İslam Ekonomisinin Esasları" adlı doktora tezimizi hazırlarken Kuranda kök
kelime olarak ancak 1700 e yakın bir kelime olduğunu tespit etmiştik. Biz Kuranın her
bir kelimesine ayrı bir renk, apayrı bir kişiliği, şahsiyeti ve anlamı olan ve müstakil
bir manası olan bir değer olarak bakıyoruz. Yani biz, mesela Hanefilerin dediği gibi,
iman İslam demektir, İslam da iman demektir, Tarifte ifade ettiğimiz
üzere Kuran, kâinat demek olduğuna göre, kâinattaki insan, hayvan, bitki ve cansızlar
gibi dört çeşit varlığın birbiriyle olan ilişki ve irtibatını, karşılıklı
alış ve verişlerini bu ilahi kitapta görebiliriz.
"Kuran işte böyle
her kitabın üstünde ve bütün milletler üzerinde hâkim bir hak kitaptır. Bununla
beraber Arapçadır. Arap diliyle indirilmiştir. Dile getirdiği ilâhî hükümler
Arapça olarak ifade edilmiştir. Hükmünün geçerliliği Arapça olan aslına uygunluk
şartına bağlanmıştır. Bundan dolayı daha önce indirilmiş olan semavi kitapların,
Kuran'a uymayan, Kuran'ın onayından geçmeyen hükümleri ile Yine merhum Elmalılı
üstadımız, "Kuranen arabiyyen" ifadesine de dip notta şöyle bir yorumda
bulunmuştur: Kuranın manası iyi
anlaşılmak ve içindeki manalar iyice ve derinden derine düşünülmek için indirilmiştir.
Onun böyle anlaşılması, Allah Teâlâ'nın bir isteğidir. Binaenaleyh Arapça bilmesi
mümkün olmayanlara "Kuranı kesinlikle insanlara açıklayıp anlatacaksınız ve
gizlemeyeceksiniz." gereğince kendi dilleri ile mümkün olduğu kadar açıklanması
da zaruridir. Fakat Kuranın tercümelerinin Kuran olmasına imkân ve ihtimal yoktur.
Çünkü Kuran arabidir. Ancak Arabî olarak Bu yazımda benim asıl söylemek
istediğim şudur. Batılılar kâinat kitabını sayfa sayfa, cümle cümle, harf harf
nasıl okudular ve okuyorlarsa Müslümanlar da önce Kuranı bir bütün olarak, sonra da
sure Fakat ne acıdır ki, onu
bir dua kitabı haline sokanlar, ısmarlama cüzler dağıtırlar ve ısmarlama hatim
okuturlar. Okuyun dostlar, okuyun, ama şunu da bilin, "yuharrifune'l kelime an
mevadııhi" diyerek Bize göre Kuranı anlamak
için 5 şart vardır. Yalnız buradaki anlamaktan maksat, geleceğin İslam düzenini
kuracak olan bunun projesini çizebilecek mühendislerin ve belki başmühendisin anlayış 1- Kurana Kuranca inanmak;
Kurana kâinat gözüyle bakıp bu Allahın sözüdür diye kabul edip inanmak... 2- Kuranın dili olan,
Klasik Arapçayı bilmek, yani sarf, nahiv,belağat (maani, bedi ve beyan ) ve usul-ü fıkhı
bilmek ve bu ilimlerin kurallarını Kuran metni üzerinde uygulayıp böylece hüküm çıkarmak, 3- Fen ve sosyal bilimlerin
özetlerini, matematik ve geometri gibi, eşyanın tabiatına ait olana ölçüleri bilmek
ve bunları birleştirerek hep beraber düşünmek, 4- Bu bilgileri beyinde
topladıktan sonra kalpte de ben, önce kendimi, sonra milletimi sonra İslam âlemini ve
sonra da tüm insanlığı düşmüş olduğu bu fosseptik çukurundan evvel Allah Kuran
sayesinde birlikte çıkaracağız duygusu, düşüncesi ve aşkının bulunması gerekir.
Bu aşk, yanardağ gibidir, öndeki bütün engelleri eritir ve yok eder. 5- Bu dört elaman birleşir
de bu birliğe hasret duyan Allah'ın yardımı, inayeti ve ilham ve hidayeti yetişmez
mi, elbette yetişir...
Ey Kurana inanan kardeşlerim,
Kuranı hidayet kaynağı diye okuyalım, adı Kuran aslında canlı Muhammed aleyhisselam
diye okuyup konuşalım Kuranla, soralım her şeyi ve her şeyi ona, çünkü Kuran bize
her şeyi açıklamıştır ya doğrudan ya da dolaylı bir yolla... Kuran işçilerini ve *DEÜ İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi
|
. |