. | YUNUS SURESİ Yunus Suresi 10/ Ayet: 5 “O, güneşi bir ışık (kaynağı), ayı da
(geceleyin) bir aydınlık (kaynağı) kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz
için ona menziller takdir edendir. Allah, bunları (boş yere değil) ancak gerçek ile
(hikmeti gereğince) yaratmıştır. O, ayetlerini, bilen bir topluma ayrı ayrı açıklamaktadır.” Bütçenin
gök ayına göre yapılacağı ticari sanayi ve diğer vergilerin ay takvimine göre alınacağı
esası daha önce geçmişti.[1]
Bu ayette de yine aynı konuya temas edilmektedir. Ancak burada güneşten de
bahsedilmekte onun bir ışık kaynağı olduğu söylenmektedir. Yılların
sayısını ve hesabı bilmek için güneşin ışıklı, ayın ise nurlu ve onun için
menziller yapıldığı veya yılların sayısını ve hesabı bilmek için aya menziller
takdir edildiği şeklinde iki türlü mana anlamak mümkündür.[2]
Bütün
yaratıklar güneş ve aydan son derece faydalanmaktadırlar. Mesela yıl güneşin
hareketiyle dört mevsime ayrılmakta ve bu âlemin işleri bu dört mevsim sayesinde
yürümektedir. Ayın hareketi ile de aylar meydana gelir.[3] Ayetten Çıkan Ekonomik Esaslar: 1- Bütçeler
ve takvim ay ve güneş yıllarına göre düzenlenir. 2-
Zirai vergiler güneş yıllarına göre, ticari vergiler ise ay yıllarına göre alınır.
3-
Hafta, ay ve yılların varlığı ekonomik hareket ve olaylar için faydalıdır. 4- Güneş
ışığından ve ayın aydınlığından ekonomik olarak faydalanılabilir. Yunus Suresi 10/ Ayet: 24 “Dünya hayatının hâli, ancak gökten indirdiğimiz
bir yağmurun hâli gibidir ki, insanların ve hayvanların yedikleri yeryüzü bitkileri
onunla yetişip birbirine karışmıştır. Nihayet yeryüzü (o bitkilerle) bütün
ziynet ve güzelliklerini alıp süslendiği ve sahipleri de onun üzerine (her türlü
tasarrufa) kadir olduklarını sandıkları bir sırada, geceleyin veya güpegündüz ansızın
ona emrimiz (afetimiz) geliverir de, bunları, sanki dün yerinde hiç yokmuş gibi, kökünden
yolunmuş bir hâle getiririz. İşte düşünen bir toplum için, ayetleri böyle ayrı
ayrı açıklıyoruz.” Bu
ayette topraktan yetişen ürün ve bitkilerin insan ve hayvanların yiyecekleri olduğu
anlatılmaktadır. Yağmur yağınca toprakta çimlenme meydana gelir ve bütün bitkiler
beyaz, sarı, kırmızı ve siyah çiçeklerle süslenmiş olur.[4]
Böylece bitkilerin çiçeklendiği ve henüz meyve ve mal haline gelmedikleri bu sebeple
de mahsulün henüz toplanacak ve faydalanılacak bir durumda olmadığı
belirtilmektedir. Bunun için hiçbir malın ne zaman ve ne kadar üretileceği önceden
yüzde yüz olarak belli olmaz. Henüz elde edilmiş bulunan mallar satılamaz. Elde
edilmemiş olan malların karşılığında mal senedi çıkarılamaz. Emeklerden de henüz
faydalanılan bir mal halinde olmadıkları için de emeklerden bir vergi alınamaz. Ayetten Çıkan Ekonomik Esaslar: 1-
İnsanların ve hayvanların temel gıda maddeleri toprak ürünleridir. 2-
Hiçbir malın ne zaman ve ne kadar elde edilip üretileceği yüzde yüz kesin olarak
bilinemez. 3-
Henüz elde edilmemiş bulunan mallar satılamaz. 4-Henüz
faydalanılan bir mal haline gelmedikleri için emeklerden vergi alınamaz. Yunus Suresi 10/ Ayet: 41 “Eğer onlar seni yalanlarlarsa, de ki: “Benim işim
bana aittir; sizin işiniz de size. Siz benim yaptığımdan uzaksınız; ben de sizin
yapmakta olduğunuz şeylerden uzağım (sorumlu değilim).” Bu
ayet herkesin amelinin mükâfatı da cezası da kendisine ait olduğunu gösterir.[5]
Topluca yapılan hareket ve davranışlar da toplu sorumluluğu gerektirir. Toplu harekete
katılmamış olan kimseler bu hareketten doğacak herhangi bir neticeden sorumlu
tutulamazlar. Baskı yapmak suretiyle insanlar toplu hareket, toplu davranış, toplu sözleşme
ve topluca greve sürüklenemezler. Bu esaslar tekil olan amel kelimesinin çoğul zamirine izafe ederek
gelmesinden anlaşılmaktadır. Ayetten Çıkan Ekonomik Esaslar: 1-
Herkes kendi yaptığından sorumludur. 2-
Birey ve toplu olan hareket ve davranışlara uyması için icbar edilmez. 3-
Toplu sözleşmelere katılmamış olan kimseler neticeden sorumlu tutulamazlar. 4-
Toplu hareket ve davranışlar toplu sorumluluğu gerektirir. 5-
Baskı ile toplu hareket, toplu davranış ve toplu sözleşme yapılamaz ve topluca greve
gidilemez. Yunus Suresi 10/ Ayet: 59 “De ki: “Allah’ın size indirdiği; sizin de, bir
kısmını helâl, bir kısmını haram kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?”
De ki: “Bunun için Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?”
Bu
ayetten yeryüzünde olan her şeyin bitkilerin ve hayvanların insanlar için mubah olduğu,
bir şey hakkında helal ve haram diye hüküm vermenin Allah’ın hakkı olduğu
anlaşılır.[6]
Alkolü içmek haramdır; fakat onu yakıt olarak kullanmak haram değildir. Haram olan
şey malları ve emekleri yerinde kullanmamaktır. Ayetten Çıkan Ekonomik Esaslar: 1-
Yeryüzünde bulunan her şey, bitki ve hayvanların hepsi insanlar içindir. 2-
Yerinde kullanılmak şartıyla insanlar için haram bir şey yoktur. 3-
Bir şeyi helal ve haram etme hakkı sadece Allah’a aittir. 4-
Malları ve emekleri yerinde değerlendirmemek haramdır. 5-
Haram olan şey, malları ve emekleri yerinde kullanmamaktır. 6-
Alkolü içmek haramdır, fakat onu yakıt olarak kullanmak haram değildir. 7-
Hangi şeyin nerede kullanılabileceğini Allah insanlara bildirmiştir. 8-
Bir şeyin kendisi haram olmayıp onun yerinde kullanılmaması haramdır. Yunus Suresi 10/ ayet: 67 “O, içinde dinlenesiniz diye geceyi sizin için
(karanlık); gündüzü ise aydınlık kılandır. Şüphesiz bunda işiten bir toplum için
ibretler vardır.” Bu
ayetten gecelerin dinlenme vakti, gündüzlerin ise çalışıp kazanma zamanı olduğu
anlaşılmaktadır.[7]
Öyleyse bu esasa göre İslam ekonomisinde devamlı olarak gece mesaisi yaptırılamaz;
tam vardiyalı genel planlama yapılamaz. Ancak gece işleri nöbetleşe olarak görülebilir.
Ayetten
Çıkan Ekonomik Esaslar: 1-
Geceler dinlenme zamanıdır. 2- Gündüzler
de çalışıp kazanma vaktidir. 3-
Devamlı olarak gece mesaisi yaptırılamaz. 4-
Gece işleri nöbetleşe olarak görülebilir. [1] Tevbe 9/ 36 [2] Alusi, XI, 70 [3] Razi, XVII, 72 [4] Razi, XVII, 73 [5] Razi, XVII, 100 [6] Reşid Rıza, XI, 409 [7]
Razi, XVII, 36
|
. |