Islâm' in bes sartindan biri de namazdir. Namazin fazlari
, vacipleri ,sünnetleri , müstehaplari
vardir. Namazda islenmesi mekruh olan,
haram olan, müfsid olan seyler de dir:
EF' ÂL-I MÜKELLEFIN (Mükellefin
isleri) => veya Ser' i hükümler
- Farz: Allah' in kesin olarak emrettigi hükme denir. Namazi
dosdogru kiliniz.Oruc tutunuz. Zekât veriniz. Kadinlara basinizi örtünüz..."v.s.
gibi emirler farz'a örnektir. Farzin terki haramdir. Farzin islenmesine
sevap, özürsüz terkedilmesinde Allah'in azâbi vardir. Farzi
inkar eden kimse dinden cikar.
Farz ikiye ayrilir:
- Farz - i ayn: Mükelleflerden herbirinin
yapmasi lazim gelen farzlardir. Bir kimse digerinin yerine namaz kilamaz. Butür
farzlari herkesin bizzat yapmasi gerekir.
- Farz-i Kifâye: Mükelleflerden
bazilarinin yapmalariyla digerlerinden düsen, onlar icin mecburiyeti
kalmayan farzlardir. Cenaze namazi kilmak v.s. gibi. Müslüman bir
kimsenin cenaze namazini kilmasi o beldede yasayan müslümanlara
farzdir. Bir kisi dahi olsa farz yerine gelmis olur. Kilinmazsa orada oturan
kimselerin hepsi günahkar olurlar. Kilan sevabini alir, kilmayan günahkar
olmaz
- Vacip: Yapilmasi ser'an kat'í bir delil olmamakla
beraber kuvvetli bir delil ile sabit olan seyerdir: Vitir namazi, bayram
namazlari, tilavet secdesi, fitir sadakasi, kurban kesmak gibi. Farzda oldugu
gibi vacibi isleyene sevap, özürsüz terk edene günah
vardir. Saf´i lere göre farz ile vacip es anlamli kelimelerdir. Ayni
hükmü tasirlar.
- Sünnet: Lügatte, gidis, yol demektir. Seriatte
ise: Farz ve vacip olmayarak Peygamber (S.A.V.)'in ibadet súretiyle cogu
zaman isleyip pek az terkettigi ve bizede tavsiye ettigi sözler, fiiler ve
takdirleridir.
- Fiili Sünnet: Hz. Peygamber (S.A.V.)' in
bizzat yaptigi davranislara denir.
- Kavli Sünnet: Hz. Peygamber (S.A.V.)' in
herhangi bir mesele hakkinda sifahi (sözlü) beyanina kavli (sözlü)
sünnet denir.
- Takriri Sünnet: Sahabe tarafindan söylenen
bir sözü, islenen bir fiili, Hz.Peygamber (S.A.V.)' in etmeyip sukút
etmesi, güzel karsilamasi veya tasdik etmesidir.
Sünnet ikiye ayrilir
- Sünnet-i Müekkede: Hz. Peygamber
(S.A.V.)' in devam edip, pek az terketmis olduklari sünnetdir. Meselâ:
Sabah, öyle, aksam namazlarinin sünnetleri ile cemaatle namaz kilmak
gibi.
- Sünnet-i gayri Müekkede: Hz. Peygamber
(S.A.V.)' in zaman zaman yapmis olduklari sünnetlerdir. Ikindi ve yatsi
namazlarin ilk sünnetleri gibi.
Bütün bu sünnetleri yapanlar, farz ve vacipten az
sevap kazanirlar, bile bile terk edenlere de Hz. Peygamber (S.A.V.)' in tekdíri
vardir. Sünnetleri terk etmeyi aliskanlik haline getirenler Hz. Peygamber
(S.A.V.)' in sefâtine nail olamazlar.
- Müstehap: Lügatte: Sevilmis demektir.
Islenmesinde sevap olan, terkinde günah olmayan seylerdir.Nafile namaz
kilmak ve oruc tutmak, fakirleresadaka vermek vs...
- Mübah: Yapilmasinda sevap olmadigi gibi terk
edilmesinde de günah olmayan fiilerdir. Yemek, icmek, oturmak, uyumak v.s.
gibi. Bu isler mübah (serbest) isede sagliga zarar verecek kadar yemek,
icmek, uyumak ve israf etmek mübah degildir.
- Haram: Yapilmasi kat'i bir delil ile yasak olan ser´i
bir hükümdür. Meselâ adam öldürmek, icki icmek,
kadinlarin basini yabanci erkeklere acmasi vs gibi hükümlerdir.
Harami terkeden sevap kazanir. Isleyen günahkâr olur. Bile bile inkâr
eden dinden cikar.
- Mekruh: Lügatte: Sevilmeyip kerih görülen ve
hos olmayan sey demektir. Dinin haram kadar kesin olmayan yasaklardir.
Mekruh
iki kisma ayrilir:
- Tahrimen (harama yakin) mekruh: Vaciblerin
terkedilmesi bu kisma girer. Günes dogarken ve batarken namaz kilmak gibi.
- Tenzihen (helale yakin) mekruh: Sünnet ve müstehaplari
yapmak bu bölüme girer. Sag elle sümkürmek gibi
- Müfsid: Baslanmis bir ibâdeti bozan
ise müfsid denir. Namazda gülmek, konusmak, oruclu iken bile bile
yemek, icmek gibi.. Cünkü gülmek ve konusmak namazi, bilerek
yemek, icmek de orucu bozar.
Hadis-i Serif:
Ebu Hureyre (R.A.)' den: "Bir kimse evinde güzelce
temizlenir de Allah'in farz - larindan birini ödemek maksadiyla
mescitlerden birine giderse , attigi adimlardan biri günahlarini siler,
digeri de onun derecesini yükseltir " (Müslim)
Ebu Said el-Hudri (R.A.)'den: Mescidlere devâm-i i'tiyâd
eden kimseyi görür - seniz, onon tam manâsiyla mü'min
olduguna sehadet edin. Allah Teâla :" Allah'in mescidlerini ancak
Allah'a ve kiyamet gününe inanlar ma'mur ederler."
buyurdu.' demistir. (Tirmizi)