ÖZGÜR-DER:

Yapilan Saldiri Merve Kavakçi

Üzerinden Islami Degerlerimizedir53.jpg (13241 Byte)

Asagida ÖZGÜR-DER’in Merve Kavakçi ile ilgili olarak yaptigi açiklamayi aktariyoruz:

Basörtülü olarak milletvekili seçilen Merve Kavakçi’nin 2 Mayis 1999 Pazar günü TBMM’de yemin törenine katilmasiyla ilgili olarak ortaya çikan sorun, mevcut sistemin tepeden inmeci mahiyetini bir kez daha ortaya koymustur.

Halkin istemlerini dile getirmek amaciyla milletvekili seçilen Kavakçi’nin TBMM’deki milletvekili yeminini basörtülü oldugu için engelleyen irade, ulus devletin “halka ragmenci” oligarsik yapisidir. Meclis iç tüzügünde yasaklayici hiç bir madde bulunmamasina ragmen, mevcut teamülü ön plana çikartarak Meclis’e basörtülü gelmeyi “devlete meydan okumak” tarzinda yorumlayip teamüllere aykiri bir kabadayilikla Kavakçi’ya saldiran DSP lideri ve grubu, resmi ideoloji açisindan hukukun ve insan haklarinin önemli olmadigini militan tavirlariyla bir kez daha göstermistir. Bu tavir karsisinda sessiz kalan MHP, ANAP ve DYP ise daha TBMM’deki yemin töreni bitmeden TRT 1‘de canli yayina çikip Merve Kavakçi’yi fundamentalist, mürteci, provokatör ilan eden Cumhurbaskani Demirel’in beyanlarindan sonra parti temsilcileri vasitasiyla ayni koroya katilmislardir.

Yasanan gelismelerle, Türkiye’de yasanan basörtüsü sorununun çözüm merciinin politikacilar, statükocu bürokrasi ve mevcut yasal mevzuat degil halkin fitri ve insani hasletlerine hitabetmek oldugu görüsü bir kez daha önem kazanmistir. Geçtigimiz seçimler özellikle sagci partilerin halkin basörtüsü yasakçilari karsisinda duydugu tepkileri oya tahvil etme yarisiyla geçmis ve basörtüsüyle ilgili söylemler bu partiler arasinda önemli oy kaymalarina neden olmustur. Lakin basörtüsü konusunda halkin vicdanini oksayan politik söylemin dürüstlügü çok kisa bir zaman dilimi içinde Merve Kavakçi olayi ile test edilmis ve “demokrasi”nin nasil bir aldatmaca araci olarak kullanildigi bir kez daha ortaya çikmistir.

Yasanan sorunlara hak ve adalet arayisi içinde bakmak fitri ve insani bir özelliktir. Türkiye toplumu, basörtüsü sorunu karsisinda öncelikle tepeden inmeci kararlar ve yasalarla degil, insani ve fitri olan hasletlerle davranmaya davet edilmelidir. Toplumu toplum adina yönetme iddiasiyla yasa koyanlar, toplumun fitri ve insani olana yönelen kendi iradesini hukuklastirma direnciyle geriletilmelidir.

Merve Kavakçi’nin mücadelesi öncelikle inancinin geregidir. Bu mücadele, toplumu resmi ideoloji dogrultusunda tektiplestirmeye çalisan cuntaci zihniyete ve 28 Subatci operasyonlara karsi hukukun ve adaletin savunulmasidir. Kavakçi’nin direnisi egemen ideolojinin hukuka, adalete, özgürlüge ne kadar deger verdigini ifsa etmis ve halki Islami degerler, hukuk ve insan haklari konusunda aldatan siyasi istismarcilarin yalanini ortaya çikarmistir.

Kavakçi’nin basörtüsü, inancinin geregi olan bir kimligi ifade etmektedir. Bu kimlige sahip olmak en en tabii haklardan birisidir. Ancak Kavakçi, kendi kimligini mevcut yasal sartlara siginarak kabul ettirmek çabasi içinde olmamalidir. Kimligini resmi ideolojinin dayattigi yemin metnindeki degerleri kutsayarak mesrulastirma yanlisindan kaçinmali, bu yöntemin geri tepecegi veya kimligini süreç içinde bir alt kimlik haline dönüstürecegi görülmelidir.

Dayatmaci zihniyet karsisinda Merve Kavakçi’nin gösterdigi direnisi destekliyor, ancak ug-runa mücadele edilen kimligin savunulmasi amaciyla, kimli-gimizi yozlastirici söylemlerin tuzagina düsülmemesini hatir-latmak istiyoruz.

Kaynak:Haksöz Aylik Dergi Mayis 1999 Sayi 98

Hazirlayan: Musa Dogan