KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ
(ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR)

76-İNSAN:

1 - Gerçekten insan üzerine dehirden (zamandan) öyle bir müddet geldi ki o zaman o, anılmaya değer bir şey değildi.

2 - Doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden (erkek ve kadın sularından) yarattık da onu işitici, görücü yaptık.

3 - Kuşkusuz biz ona yolu gösterdik; ister şükredici olsun, ister nankör.

4 - Çünkü biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırlamışızdır.

5 - Kuşkusuz iyiler de karışımı kâfûr olan dolgun bir kadehten içerler.

6 - Bir kaynak ki ondan Allah'ın kulları içerler, güzel yollar açarak akıtırlar onu.

7 - O kullar adaklarını yerine getirirler ve fenalığı salgın (olan) bir günden korkarlar.

8 - Düşküne, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler.

9 - "Size sırf Allah rızası için yemek yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz."

10 - "Biz sert ve belalı bir günde Rabbimizden korkarız." derler.

11 - Allah da onları o günün fenalığından korur, yüzlerine parlaklık, gönüllerine sevinç verir.

12 - Sabırlarına karşılık onlara bir cennet ve ipekten elbiseler verir.

13 - Orada donatılmış koltuklar üzerine dayanmışlardır: Orada ne yakıcı güneş görürler, ne de şiddetli soğuk.

14 - Üzerlerine cennet gölgeleri sarkmış, meyveleri bol bol önlerine konmuştur.

15 - Yanlarında gümüşten kaplar, billur kupalar dolaştırılır.

16 - Gümüşten öyle kadehler ki onları türlü türlü biçimlere koymuşlardır.

17 - Onlara orada bir dolu kadeh sunulur ki, karışımı zencefildir.

18 - Bu orada bir pınardır ki, adına "selsebil" derler.

19 - Etraflarında ölümsüz hizmetçiler dolaşır, onları görünce saçılmış inciler sanırsın.

20 - Orada nereye baksan bir nimet ve pek büyük bir mülk görürsün.

21 - Üstlerinde zarif ve yeşil, kalın ipekten bir elbise vardır. Gümüş bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri onlara temiz bir içecek içirmiştir.

22 - (Onlara şöyle denir): "İşte bu sizin bir mükâfatınızdı. Gayretiniz karşılığını bulmuştur."

23 - Kur'ân'ı sana kısım kısım biz indirdik biz.

24 - O halde Rabbinin hüküm vermesi için sabret. Onlardan hiçbir günahkâra yahut nanköre itaat etme.

25 - Sabahakşam Rabbinin ismini an.

26 - Gecenin bir bölümünde de O'na secde et (akşam ve yatsı namazlarını kıl). Hem de O'nu uzun bir gece tesbih et (teheccüd namazı kıl).

27 - Çünkü onlar bu dünyayı seviyorlar ve önlerindeki ağır bir günü arkaya atıyorlar.

28 - Onları biz yarattık ve mafsallarını sımsıkı bağladık. Dilediğimiz vakit de kılıklarını değiştiririz.

29 - İşte bu bir öğüttür. Dileyen Rabbine giden yolu tutar.

30 - Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Kuşkusuz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

31 - Allah dilediğini rahmetine sokar. Zalimlere ise, acıklı bir azap hazırlamıştır.