![]() |
|||
KOMŞUYA
İYİLİK YAPMAK
305.
İbni Ömer ve Aişe radıyallahu anhüma'dan rivayet edildiğine göre Resülullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Cebrail
bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya
mirasçı kılacak sandım."[1] Açıklamalar
Hadis-i
şerifteki "Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım"
ifadesinin anlamı, Cebrail bu konuda Allah Teala'dan bir emir getirecek
ve miras taksiminde -tıpkı akraba gibi- komşuya da hak tanıyacak sandım
demektir. Komşularımız,
ev halkımızdan sonra yüzlerini en çok gördüğümüz kimselerdir. Bu sebeple
onların dindar ve iyi ahlaklı kimseler olması arzu edilir. Fakat kendilerini
seçmek elimizde olmadığı için komşularımızın gayri müslim ve kötü ahlaklı
olmaları da mümkündür. Kimler
komşu sayılır? Bu konuda Hz. Ali'den gelen rivayete göre, birbirlerinin
sesini duyacak kadar yakın olan kimseler komşu sayılır. Hz.
Aişe meseleye daha geniş bakmış ve evin her cephesinden kırkar hanenin
komşuluk hakkı bulunduğunu söylemiştir. Ayet-i kerîmede[2]
komşular "yakın komşu ve uzak komşu" diye iki grupta ele alınmıştır.
Üzerimizde en fazla hakkı olan komşu, bu ayet-i kerimede sayılan özelliklerden
en fazlasına sahip olan komşudur. Komşuluk
hakkı nedir? Komşular bazan bir akraba gibi birbiriyle içli dışlı oldukları
için güzel geçinmeleri, birbiri hakkında iyi şeyler düşünüp mutlu olmalarını
istemeleri, mallarının ve canlarının zarar görmemesi için gayret etmeleri,
komşusu hatalı bir iş yapmaya kalktığında veya bir konuda komşusunun
görüşünü almak istediğinde ona doğru yolu göstermeleri başlıca komşuluk
haklarıdır. Buna ilave olarak zaman zaman birbirlerine hediye göndermeleri,
karşılaştıkları zaman birbirinin yüzüne gülüp selamlaşmaları, yardıma
çağırdıkları zaman hemen gitmeleri gibi iyi komşuluk esaslarını saymak
mümkündür. Komşunun
gayri müslim olması, bir müslümana, ona karşı komşuluk hakkını gözetmeme
yetkisini vermez. Komşunun yahudi, hıristiyan veya hiçbir dine inanmayan
bir müşrik olması bu prensibi değiştirmez. Taberanî'nin rivayet ettiği
bir hadîse göre Peygamber Efendimiz, üzerimizdeki haklarına göre komşuları
üçe ayırmıştır: Bir
hakkı olan komşular: Müşrikler gibi ki, bunların sadece komşuluk
hakkı vardır. İki
hakkı olan komşular: Müslümanlar gibi ki, bunların hem komşuluk,
hem de din kardeşliği hakkı vardır. Üç
hakkı olan komşular: Akraba olan müslümanlar gibi ki, bunların hem
komşuluk, hem din kardeşliği, hem de akrabalık hakkı vardır.[3] Abdullah
İbni Amr İbni As bir koyun kestirmişti. Hizmetçisine: "Yahudi
komşumuza verdin mi? Yahudi komşumuza verdin mi?" diye telaşla
sorduktan sonra, konu başlığımız olan hadîs-i şerifi okuyarak bunu Hz.
Peygamber'den bizzat duyduğunu söylemişti.[4] Komşuluk
hakkını gözetmeyenlerin mükemmel bir imana sahip olmadıkları, hadislerde
haber verilmektedir. Peygamber Efendimiz'in "Allah'a ve ahiret
gününe inanan bir kimse komşusuna eziyet etmesin, iyilik etsin"
buyruğu, iyi mü'minin iyi komşuluk yapan kimse olduğunu göstermektedir. Hadisten
Öğrendiklerimiz
1.
Komşuluk hakkı, saygı duyularak gözetilmesi gereken önemli bir görevdir. 2.
Cebrail aleyhisselam'ın gelip gittikçe bu konu üzerinde ısrarla durması
ve Peygamber Efendimiz'in komşunun komşuya mirasçı kılınacağını zannetmesi
çok anlamlıdır. 3.
Komşularla iyi geçinmeli, onlara zarar vermemeli, sevinç ve kederlerine
ortak olmalıdır. |
|||
kubacami
webteam
|