Sömürgecilik ve tarihi (1) - Arastirma Dizisi

Ekrem Yolcu

 

Insanoglu çok nankör bir yaratikdir. Insanligin tarihçesinden bu tarafa Allah insanlari uyarmak için Peygamberler göndermesine ragmen, o kendi nefsi çikarlari için hem Peygamberi yalanlamaya yönelmis, hemde toplumu manipule edebilmek için yönetimi ele geçirerek zorla gasp etmis. Insanlari kendi sahsi menfaatleri için kölelestirmis. Kur’an-i Kerim bu tür yönetimi eline gerçirenlere taguti idareciler tabirini kulanmaktadir.

Iste böylelikle ideal olan insan yönetim sekilleri yozlastirilip, zalimlerin kendi çikarlari için sistemlerstirilmis. Imparatorluklar, kraliklar, diktatörlükler, saltanat ve askeri rejimler bu tür yönetim sekilleri için birer örnektir.

Iktidar tatidir, öyle tatlidir ki, kendisinde Allah korkusu bulunmayan veyahut kul hakkina riyayet etmeyen bir yönetici bu tadin farkina vardigi vakit, bu güzel nimetleri baskalarina kaptirmamak için yogun çaba sarfederki, dikta rejimlerin, imparatorluklarin ve saltanatlarin baslangaci bu sekildedir. 

“Bu asamalardan sonradir ki, günümüze kadar ya bazi aileler, yahut bazi siniflar – bu siniflar demir perde ülkelerindeki komünist partiler, kapitalist ülkelerdeki holdingler ve nihayet Güney Amerika ülkelerinde oldugu gibi asker yada general cuntalari seklinde- dünya üzerindeki insanlari, yönetim, idâre, islihat, tanzimat, kurtarma haraketleri, devrimler, sancak, bayrak, vatan, millet adina sömürür dururlar...”[1]

Müslümanlar olarak bizler, bu sömürü sistemini ve tarhini iyi bilmemiz gerekiyor. Mes’uliyetimiz ne oldugunu ve yetkilerimizin sinirlarini- ister yöneten olalim, ister yönetilen olalim- iyi kavramamiz lazim. Bu konunun ehemiyeti insanlik tarihine baktigimiz zaman zaten kendiliginden anlasilmaktadir. Insanligin bu binlerce senelik tarihini irdeledigimiz anda gördügümüz manzara çok korkunçtur, zira gayesi sömürü olmayan idare sistemleri ve idârecilerin sayilari insanlik adina utanç verecek kadar çok azdir.

kolonie3.jpg (55442 Byte)

Sömürgeciligin tanimi

Sömürgecilik ansiklopedilerlerde “daha çok ekonomik, ticarî, siyasî ve dinî amaçlarla güçlü bir devletin diger devlet veya toplumlar üzerinde maddî, manevî bir kontrol ve nüfuz kurmasi veya üstünlük saglamasi haraketi” olarak geçiyor. Osmanlicada müstemlekecilik, Bati dillerinde ise koloniyalizm terimi ile karsilanmistir. Bir ülke vatandaslarinin baska bir ülkede kurduklari yerlesme birimlerine de koloni denmistir. Insan topluluklarinin devlet seklinde de örgütlendikleri eski çagdan bu yana çesitli sömürgecilik uygulamalarina rastlamamiza ragmen, sömürgecilik haraketinin baslangiç tarihini belirlemede bir hayli zorlaniyoruz.

Ihsan Süreyya Sirma’ ya göre, kelime olarak olmasa  bile vakia olarak sömürü sistemi Adem (as.) oglu Habil’ in kardesi Kabil tarafindan öldürülmesinden buyana mevcuttur. Sirma’ya göre Kabil, kendisine ait olmayan bir hakki (kendi kiz kardesini), gasbetmek için kardesi Habil’i sömürmek istedi, Habil’de karsi durunca onu öldürdü. “Iste bu katl olayindan beri, sömürü, yada sömürü düzenleri varolagelmis ve de rakip tanimadiklari için rakip olabilecekleri ihtimal dahilinde olanlarda hemen elimine edilerek bu tehlike bertaraf edilmistir.”[2]

Fenekliler, Persler, Roma Imparatorlugu gibi devletler, yasadiklari dönemde Akdeniz bölgesine ve Avrupa’ya koloniler kurarak sömürmüsler. Bunlardan en kapsamli faaliyeti Roma Imparatorlugu yapmis ve gerek Avrupa’da gerekse Avrupa disinda egemenlikler kurmuya çalismislar. Nitekim Roma Imparatorlugu’nun yikilmasiyla birlikte Avrupa’da degisik prenslikler ortaya çikmis ve sömürgecilik haraketi baslatilmis.

kolonie1.jpg (4188 Byte)    kolonie2.jpg (4730 Byte)

15. yy sonralina dogru Asya’dan Avrupa’ya ulasan kara yolarina müslümanlar, Akdeniz’de ise Cenevizler hakim olmuslar. Avrupa’daki Imparatorluklar bundan rahatsizlik duyunca, Afrika ve Asya’ya ulasmak isteyen maceraperest denizcilere büyük destekler vermeye baslamislar. “Kesifler çagi” olarak adlandirilan bu dönem sömürgecilik hareketinde yeni bir asama ortaya koymus. Portekiz ve Ispanya kraliyetinin destegiyle denizlerde ve karlarde terör estiren bu seyyahlar, bir yandan Afrika kiyitlarina, oradan güney Asya’ya ve kisa zaman sonra da Amerika’ya ulasarak, deniz kiyilarinda koloniler kurdular.

Gelecek sayilarimizda insallah Afrika’daki, Asya’daki ve Amerika’daki sömürgecilik faaliyetlerini irdeliyecegiz.

Selam ve dua ile..


[1] Prof. Dr. Ihsan Süreyya Sirma, Islami Tebligin Örnek Halifeler dönemi, s.10

[2] Prof. Dr. Ihsan Süreyya Sirma, Islami Tebligin Örnek Halifeler dönemi, s.11


@ Ekrem Yolcu

Geri