mustisl.gif (5693 Byte)
Modern cahiliyyenin super bedevisi: ABD

Amerikali siyaset bilimci S. P. Huntington kendi kendini gerçeklestiren bir kehanette bulunmustu: Bundan sonraki çatisma medeniyetlerin çatismasi olacak. Mümkündür, tartisilabilir. Lakin, bu tezin zamanlamasi (1993), ona masum bir teori muamelesi yapmamizi engelliyordu. Çünkü bu tezden tam iki yil önce Nato genel sekreteri Willy Cleas Islam'i hedef göstermisti. Huntington'inki Nato'nun yeni stratejisine gerekçe üretmekti. Bu yönüyle "siparis" bile denebilir. Bati, Bosna'daki insanlik dramina seyirci kalirken bu teze göre hareket ediyordu. Simdilerde Kosova Müslümanlarinin maruz kaldigi soykirim karsisinda da ayni tavri sergiliyor. Göstermelik çikislar disinda, hiç kuskunuz olmasin ki bundan böyle de bu tavrini sürdürecek.

Bati sadece Müslümanlara saldirildiginda suskun kalmakla yetinmedi, ayni zamanda Müslümanlara saldiran taraf oldu. Bu saldirilarina gerekçe olarak da "Islam terörü"nü gösterdi. Ünlü Yahudi hikayesinde oldugu gibi hem vurdu, hem de "Ne vuruyorsun!" diye ortaligi velveleye verdi. Yersiz'iyle yabancisiyla medya, Bati'nin "hink" deyiciligine soyunmustu. Önce imaj degistiriyorlar ardindan vuruyorlardi. Malum, kedi yavrusunu yiyecegi zaman fareye benzetirmis. Oklahoma'da gerçeklesen kanli patlamanin ardindan ABD'li yetkililer olayin sorumlulugunu Müslümanlar'a yikmislardi. Fakat, fanatik Hiristiyan milislerin yaptigi anlasildi. Tibi ki kimseler buna "Hiristiyan terörü" demedi. Tipki, sapik bir tarikatin lideri olan Yahudi David Koreshi'nin onlarca insanin ölümüne sebep olan isyanina "Yahudi terörü" denilmedigi gibi.

"Terör" sözcügü, güçlü olan tarafin imaj bozma amacina matuf olarak kullandigi manipülatif bir sözcük. Bunu herkes biliyor. Dogrusu, devletler siddet kullanma tekelini ellerinden alan birey ve gruplara "terörist" adini vermektedirler. Bu adi verdikten sonra, güçlü olan taraf, muhalifine karsi her türlü törürünü mesrulastirmis olmaktadir. ABD Panama'daki çikarlari için terörist ilan ettigi Noriyega'yi ortadan kaldirmak adina 2000 Panamali sivili acimadan katletti. Körfez Savasi'nda terörist ilan ettigi kendi beslemesi Saddam'i sindirmek için binlerce sivilin üzerine bomba yagdirmaktan çekinmedi. Dünya Saglik Örgütü'nün resmi rakamlarina göre Irak'a uygulanan gida ambargosu yüzünden ölen Irakli çocuk sayisi 500.000'dir. ABD, sözde "insani müdahale" adini verdigi bir operasyonla girdigi Somali'de 7000 insanin canina kiydi. ABD'nin 1986 yilinda Libya'yi bombaladiginda çogu kadin ve çocuk yüzlerce insan ölmüstü. ABD ayni seyi simdi de Kenya ve Tanzanya'daki patlamalari bahane ederek yapiyor. Afganistan'da patlayan bombalarin kayip blançosu meçhul. Sudan'a atilan bombalar tümü de sivil olan 26 kisinin hayatina mal oldu.

Bütün bunlar ABD'nin cahiliyye bedevilerinin mantigini uyguladigini gösteriyor. Miladi 7. Yüzyil cahiliyyesinde zayif bir kabilenin bir ferdi kazara güçlü bir kabileye mensup birini öldürürse, güçlü kabile bir ferdine karsilik bazen katilin kabilesinin tüm erkeklerini öldürme hakkini kendinde görürdü. Tefsirler bu konuda ilginç örnekler naklederler. Bir seferinde ayni durum yasanmis, katilin mensup oldugu güçsüz kabile "diyet" ödemek için maktulün kabile reisine basvurmuslardi. Öldürülen kabile reisinin ogluydu. Kendisine adil bir karsilik için basvuranlara söyle cevap verdi:

"Ya oglumu diriltirsiniz, ya evimi gögün yildizlariyla donatirsiniz ya da kabilenizin tamamini bana teslim edersiniz, tümünü öldürürüm ve yine de oglumun öcünü aldigim kanaatine kapilmam." Kur'an'daki cezalandirmada "adil karsiligi" (kisas) emreden ayetler (2:128-129) iste bu zulmü ortadan kaldirmak amaciyla indirilmisti.

ABD'nin yaptigi bundan farkli degil. Müslümanlarin imajini bozan asil unsur ne Taliban'dir, ne de Üsame b. Ladin. Müslümanlarin imajini asil bozan Müslümanlara savas açan uluslalararasi ser odaklaridir. Ne gam, Islam için 'imaj hiç bir seydir, hakikat her sey.' Islam'in cazibesi özünden gelir, imajindan degil. Bu cazibedir ki, Islam'in Yayilis Tarihi konusunda çapli bir arastirma kaleme alan T. W. Arnold'i söyle demek zorunda birakmistir:

"Islam'in siyasal düsüsü onun insan kazaniminda hiç bir olumsuz etkiye sahip degildir. Hatta, diyebiliriz ki, Islam en yüksek insan kazanimini siyasal olarak en zayif oldugu zamanlarda gerçeklestirmistir."

Arnold'in bu tesbitinin dogrulugunu test etmek için uzaklara gitmeye gerek yok, bulundugumuz yerede sagimiza solumuza bakmamiz yeterli. Bati'nin Islam'a karsi politikalarini bu ülkenin resmi politikasi haline getirip de Müslüman halka uygulayan yerel güç odaklarini sasirtan da Islam'in özünden kaynaklanan bu cazibesi degil mi? Dün ABD'de ihtisasini yapip yeni dönmüs bir konugum vardi. Annem, diyordu, beni seherde Kur'an okurken görünce çildiracak gibi oluyor, oysa ara sira namaz kilan, oruç tutan biridir de. Ben kendisine "Anneni çildirtan senin Kur'an okuman degildir. O asil senin kendilerinin imajini bozdugunu düsünüyor" dedigimde, "dogru" dedi, "aynen öyle."

Imaj olsa olsa "zandir". Siz zanna degil yakine, imaja degil hakikate, maskeye degil yürege bakin ve evrensel yangindan bir can kurtarmanin seferberligini baslatin. Uzatin ellerinizi, tutunmayi bekleyen çok can var. Gerçegi arayanlar sizi bulacaktir, imaj pesinde olanlarinsa "Allah imajlarini artirsin".

Mustafa Islamoglu

Hazirlayan: Muhammed Faruk