BANU ŞENYÜREK ÖZYÖN

 

ÇOCUK VE YALAN II

 

Yalan masum değildir, ama çocuk dünyadaki en masum varlıktır. Ve o minik ağzına yalan asla yakışmaz. Ama ne yazık ki, çocuklar yalan söylüyor, yalan yere yemin ediyor.

 

Peki bu çocuklar yalana nereden alışıyor? Pek çoğumuzun cevabının ‘sokak’ olduğunu duyar gibiyim. Ama bence bu, yanlış bir tespit. Çünkü çocuk için ilk eğitim aldığı yer aile ortamıdır. Aslında çocuk yalana öncelikle evdeki ortamdan alışmaktadır.

 

O, çok masum bulduğumuz, kimseye zararı dokunmadğını düşündüğümüz o küçücük yalanlar var ya...

 

“Sana seve seve yardıma gelirdim ama evde çok işim var!” ya da bir ihtiyacını isteyen komşunuza “Valla, yok komşum olsa vermez miyim?” demek gibi...

 

Çocuğunuz yalan söylediğinizi görürse ne yapmasını beklersiniz? Size anlayış göstermesini umabilirmisiniz? Hayır, çocuk sizin yalanınızı yakalamıştır  ve size olan güvenini kaybetmiştir. Hem bundan sonra size inanmayacak, hem de annem-babam da yalan söylüyor demek ki yalan kötü bir şey değilmiş diyerek yalanı olağan bir davranış olarak görecektir.

 

Çocuklarımızı öğrenme yeteneğinin aslı taklitçilik esasına dayanır.

 

Onlar bizden ne görürlerse  onu takit ederler.Bizim onlara ya da başkalarına söylediğimiz yalanlar, onların da yalana yalana alışmalarında etkili olacaktır.

 

Peygamber efendimizinde belirttiği gibi;

 

Münafıklığın alameti üçtür;

 

- Yalan söylemek

 

- Emanete ihanet

 

- Ve sözünde durmamak

 

Siz bu hususlara ne kadar dikkat ederseniz çocuğunuz da sizden öyle görür ve tatbik eder.

 

Bildiğiniz gibi ağaç yaşken eğilir. çocuğumuzu aile ortamında ne kadar güzel terbiye edersek, cocugumuzun dış etkenlerden etkilenip bozulması o kadar zor olur. tıpkı sağlam temelli bir bina gibi...

 

Çoçuklar bizim geleceğimizin, yeşeren umutlarımızdır. Lütfen onları soldurmayalım.

 

(…)

 

Kaynak: Ilkadim dergisi, 05-2004

 

.