![]() |
![]() |
|
. | TEVEKKÜLDEKİ
SIRLAR Tevekkül,
sadece güçlü bir imana sahip, Allah'ın gücünü gereği gibi takdir edebilen ve O'na
yakın olan müminlere ait bir özelliktir. Kavrayabilenler için tevekkülde önemli sırlar
ve büyük nimetler vardır. Tevekkül, Allah'ın yarattığı kadere kesin bir teslimiyet
ve güven anlamındadır. Yüce Allah, insanları ve canlı cansız tüm varlıkları bir
kaderle yaratmıştır. Örneğin evrendeki 300 yaklaşık milyar galaksinin ve her
birindeki 300 milyar yıldızın, güneşin, dünyanın, denizlerin, ağaçtan düşen tek
bir yaprağın, ailenizin, okul arkadaşlarınızın, sizin, kısacası her şeyin Allah
Katında, milyonlarca yıl önce belirlenmiş bir kaderi vardır. Ve her varlığın
kaderi, Allah Katında Levh-i Mahfuz isimli bir Kitapta yazılıdır. Kimin ne zaman
öleceği, hangi yaprağın hangi saniyede yere düşeceği, şu anki yaşınıza
gelinceye kadar geçireceğiniz aşamalar, kısacası küçük büyük her olay bu Kitapta
kayıtlıdır. Kuran'da
kullanılan "tevekkül" kelimesi son derece önemlidir. Tevekkül etmek,
"vekil edinmek" anlamına gelir. Halk arasında yaygın olan inanç, ‘elinden
gelen her şeyi yapmak, sonra da işi Allah'a bırakmak’ olarak bilinir. Oysa ‘vekil
edinmek’ terimi, bir işin yapılmasının tümüyle Allah'a bırakılması anlamına
gelir.
Örneğin,
inanan bir insan hastalandığında, şifayı Allah’tan bekler, O'na dua eder. Fiili bir
dua anlamında da doktora gider, ilaç kullanmaya başlar. Hastalığı meydana getirenin,
tedaviyi yapan doktoru ve ilaçları yaratanın, ilaçların kullanılmasını
sağlayanın ve şifayı verenin Allah olduğunun da bilincindedir.
Eğer onlar yüz çevirirlerse, de ki:
"Bana Allah yeter. O'ndan başka ilah yoktur. Ben O'na tevekkül ettim ve büyük arşın
Rabbi O'dur." (Tevbe Suresi, 129) Müminler
ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. O'nun ayetleri
okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler. (Enfal
Suresi, 2) Göklerin
ve yerin gaybı Allah'ındır, bütün işler O'na döndürülür; öyleyse O'na kulluk
edin ve O'na tevekkül edin. Senin Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir. (Hud
Suresi, 123) Böylece
biz seni, kendisinden önce nice ümmetler gelip-geçmiş olan bir ümmete (elçi olarak)
gönderdik; sana vahyettiklerimizi onlara okuyasın diye. Oysa onlar Rahman'a nankörlük
ediyorlar. De ki: "O, benim Rabbimdir, O'ndan başka ilah yoktur. Ben O'na tevekkül
ettim ve son dönüş O'nadır." (Ra'd Suresi, 30) Resulleri
onlara dediler ki: "Doğrusu biz, sizin gibi yalnızca bir beşeriz, ancak Allah
kullarından dilediğine lütufta bulunur. Allah'ın izni olmaksızın size
bir delil getirmemiz bizim için olacak şey değil. Müminler, ancak Allah'a tevekkül
etmelidirler. Bize
ne oluyor ki, Allah'a tevekkül etmeyelim? Bize
doğru olan yolları O göstermiştir. Ve elbette bize yaptığınız işkencelere karşı
sabredeceğiz. Tevekkül edenler Allah'a tevekkül etmelidirler." (İbrahim Suresi,
11-12) De
ki: "O (Allah) Rahman olandır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Artık
siz kimin açık bir sapmışlık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz." (Mülk
Suresi, 29) Müminler,
Allah'ın yarattığı kadere iman ederler ve onlar için en hayırlı ve en güzel olanı
yarattığını bilirler. Bu nedenle hayatlarının her anında tevekküllüdürler. Her
olayı Allah'ın bir hikmet üzere yarattığını ve Allah'ın bunda bir hayır
dilediğini bilirler. Örneğin, ölümcül bir hastalığa yakalanmak, bir savaş çıkması
durumu, masum olmasına rağmen iftiralara uğramak veya akla gelebilecek en ürkütücü
olaylar dahi, müminleri telaşlandırıp korkuya kaptırmaz. Onlar Allah'ın kendileri için
yarattığı olaya batınından bakar, sonucundaki hayrı görmeye çalışırlar. İman
etmeyen bir insanın ümitsizliğe kapılacağı olaylar karşısında onlar ‘güzel bir
sabırla’ sabreder, bundan zevk alırlar. Çünkü hepsi, Allah Katında insanın
imtihanı için yaratılmıştır. Sabır ve tevekkül gösterenler, Allah'a ve O'nun
yarattığı kadere iman edenler Allah'ın hoşnutluğunu kazanacaklar, karşılığında
da sonsuz cennet yurduna yerleşeceklerdir. İnanan
insanlar hayatları boyunca tevekkülün konforunu ve huzurunu yaşarlar. Bu, Allah'ın müminlere
verdiği bir sırdır ve Allah Kuran'da tevekkül edenleri sevdiğini bildirmektedir: …Eğer
azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.
(Al-i İmran Suresi, 159) Taevekkülle
ilgili Kuran'da bildirilen bir başka konu da tedbir almaktır. Müminlerin çeşitli
durumlarda alabilecekleri tedbirler Kuran’da haber verilmektedir. Ancak Yüce Rabbimiz,
tedbirlerin Kendi takdirini değiştirmeyeceğini ve bunların bir ibadet olarak kabul
edileceğinin de bilgisini vermektedir. Kuran’da
Hz. Yusuf kıssasında bu konuda örnekler vardır. Kıssada Hz.Yakup oğullarına şehre
girerken tedbirler tavsiye etmekte, ancak ardından tevekkülü hatırlatmaktadır: Bazen
bir insanın aldığı bir önlem veya yaptığı bir davranış, onun hayatını
kurtarmış gibi görünebilir. Veya bir insan, ölümcül bir hastalığa
yakalanmışken, güç ve irade göstererek hastalığını yenmiş olabilir. Ancak bütün
bu yaşadıkları da, kendi kaderinde olan olaylardır. Bu tür olayların, bazı kişiler
tarafından "kaderini yendi", "kaderini değiştirdi" gibi son derece
yanlış ve cahilce yorumlandığını duyarız, bu çok büyük yanılgıdır. Bütün
varlıklar, Allah'ın karşısında acizdirler ve hepsi kaderlerine boyun eğmişlerdir.
Kaderin varlığını inkar eden kişiler de kaderlerinde olan inkarı yaşamaktadırlar.
Dolayısıyla, hayatının akışı tamamen değişen insanların yaşadıkları da
kaderlerinde belirlenmiş olanlardır. Rabbimiz, bu durumu ayetlerinde şöyle bildirir: Yeryüzünde
olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu
yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır.
Öyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size (Allah'ın)
verdikleri dolayısıyla sevinip-şımarmayasınız. Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni
sevmez. (Hadid Suresi, 22-23) Karşılaştığı,
kaderinde belirlenmiş birçok olayla denendiğinin, -zahiren şer gibi görünse
dahi- hepsinin hayırla yaratıldığının bilincinde olan mümin, ayette de bildirildiği
üzere elinden çıkana karşı üzüntü duymaz, yaşadığı olayın kendisi için en
hayırlısı olduğunu bilir, Rabbimize teslim olur. Allah’ın imtihan olarak
yarattığı bu olaylar karşısında sabır ve tevekkül gösteren müminler Kuran’da
müjdelenmektedirler: Andolsun,
biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden
eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele. (Bakara Suresi, 155) Zorluk
zamanlarında canlar ve mallarla imtihan olan ve bu olaylar karşısında tevekkülsüz
davrananlar ise, hem dünyada huzursuz ve mutsuz yaşar, hem de ahirette sonsuz bir azapla
karşılık görürler. Tevekkül, dünyada ve ahirette büyük bir kazanç ve kolaylıktır.
Her türlü tehlikeden kullarını selamete çıkaran Rabbimiz, tevekkülle ilgili sırları
müminlere vererek, onlar için dünya hayatındaki imtihanı kolay hale getirmiştir. Elif
Alaca elif@elifalaca.com
|
. |
![]() |
![]() |