MEHMET DERİ
İSLAM
TERMİNOLOJİSİNDE TAKVA KAVRAMI
Kur'an-ı Kerimde üzerinde önemle durulan kavramların
başında takva kavramı gelmektedir. Takva, Kur'anda 258 defa
kullanılmıştır.
Takva; vikaye kökünden türemiş olup sözlükte bir şeyi
muhafaza etmek, korunmak, sakınmak, himaye etmek, bir şeyi ıslah edip
düzene koymak gibi anlamlara gelir. Takva sahibi kimseye muttaki denir.
İslam terminolojisinde ise takva; kişinin kendisini Allahın
korumasına, himayesine alarak ahirette azab ve cezaya neden olabilecek
her türlü şeyden kendisini titizlikle koruması, günahlardan kaçınıp iyi
ve faydalı iş/ eylemleri yapmasıdır.
Takva kavramı cahiliye döneminde, herhangi bir varlığın
dışarıdan gelecek yıkıcı kuvvetlerine karşı kişinin kendisini savunması/koruması
anlamlarına geliyordu. Bu daha çok maddî bir tehlikeden korunmak
manasındaydı. Takva, Kur'an-ı Kerimde sözlük anlamının yitirmemekle
birlikte, daha çok manevî anlamda kullanılır olmuştur. Ki bu, Allah
korkusudur. Sadece takva kavramı değil daha bir çok kavram cahiliye
dönemindeki anlamını yitirmiş, Kur'an bu kavramlara yepyeni ve çok
zengin anlamlar yükleyerek, kıyamete kadar gelecek olan insanlığa
mesajını taptaze ve dinamik bir şekilde sunmuştur, sunmaya da devam
etmektedir.
Takva, sadece psikolojik anlamda bir korku(havf) olmayıp;
Allaha karşı derin bir şekilde saygı duymak, her türlü tutum ve
davranışlarda Allahın rızasını herşeyin üstünde tutmak, irademizi Onun
iradesine dolayısıyla Onun hükümlerine bağlı tutmak, Onun razı olacağı
salih amelleri/davranışları yapmaktır. Bu suretle ayet ve hadislere
baktığımızda takva kavramı korku yerine saygı kelimesiyle ifade
edilmesinin daha doğru ve yerinde olduğu görülür. Çünkü takva sahibi
kimse, İslamda sadece ideal bir mümin değil aynı zamanda ideal bir
ahlakî kişiliktir. Nitekim Bakara suresinin 177. ayetinde bu husus
apaçık görülür. Başlıca dînî ve ahlakî görevlerini yerine getiren
kimseler için İşte doğru kimseler bunlardır, işte takva sahipleri
bunlardır. buyurulur.
Kuran-ı Kerimde takva kavramı üç mertebede zikredilmiştir.
1) Ebedî olarak cehennem azabından korunmak için Allaha
ortak koşmaktan, küfür ve nifaktan korunarak kâmil bir imana sahip olmak:
Bu
hususla ilgili olarak Fetih suresi 26. ayetinde:
İnkarcıların kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu ve
tarafgirliğini yerleştirdikleri sırada Allah da Rasulünün ve
müminlerin gönüllerine huzur ve güven duygusu verdi. Onların takva
sözünü tutmalarını sağladı. Zaten onlar bu söze layık ve ehildirler.
Allah her şeyi hakkıyla bilendir. buyurulmuştur.
2) Kişinin iman sahibi olduktan sonra büyük günahları
işlemekten, küçük günahlarda ısrar etmekten kendisini alıkoyarak
emredilen farzları ve diğer dînî vecibelerini yerine getirmesi,
günahlardan/haramlardan ve diğer yasaklardan kaçınması:
Bu
hususla ilgili olarak Araf suresi 96. ayetinde:
Kendilerine peygamberler gönderdiğimiz memleketlerin halkı iman etseler
ve takva sahibi olsalardı elbette onların üstüne gökten ve yerden nice
bereket kapıları açardık. Fakat onlar peygamberlerimizi ve ayetlerimizi
yalanladılar. Biz de onları kazandıkları günahlar sebebiyle
cezalandırdık. buyuruluyor. (Ayrıca bakınız, Bakara 103 ve Al-i İmran
179)
3)
Bütün her şeyi ile Allaha yönelmek, kişiyi Allahtan alıkoyacak her
şeyden uzak durmak:
Bu
hususla ilgili olarak Âl-i İmran suresi 102. ayetinde:
Ey
iman edenler! Allahtan, Ona yaraşır bir şekilde korkun ve ancak
müslümanlar olarak can verin. buyurulmaktadır. (Ayrıca bakınız, Teğabün
16)
Takva
Sahiplerinin Özellikleri
Muttakiler;
-
Allaha, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe
inanırlar (Bakara 4 ve 177),
-
gaybe iman ederler (Bakara 3, Fatır 18, Yasin 11),
-
namazı kılarlar (Bakara 3 ve 177, Enfal 3),
-
Zekatlarını verirler (Bakara 177),
-
Allah yolunda infak ederler (Bakara 3, Âl-i İmran 134, Teğabün 16),
-
yakın akrabaya, fakirlere, yetimlere, yolda kalmışlara yardım yaparlar
(Bakara 177),
-
insanlara iyilik yaparlar (Âl-i İmran 134, Maide 93, Yusuf 90),
-
mallarından isteyenlere ve yoksullara verirler (Zariyat 19),
-
Allah için mallarıyla ve canlarıyla cihad ederler (Tevbe 44),
-
Geceleri az uyuyup, seher vakitlerinde Allahtan bağışlanma dilerler
(Zariyat 17 ve 18),
-
öfkelerine hakim olurlar (Âl-i İmran 134),
-
affedicidirler (Âl-i İmran 134, Nisa 149, Şura 37, 40 ve 43),
- Verdikleri sözü yerine getirirler (Bakara 177),
- Yapacakları işleri aralarında istişare ederler (Şura
38),
-
Sabır sahibidirler (Bakara 45 ve 177, Âl-i İmran 17-20-186, Hud 115,
Kehf 28),
-
Kötülük yaptıkları veya nefislerine zulmettikleri zaman Allahı
hatırlayarak tevbe ederler ve günahlarının bağışlanmasını dilerler,
kötülükte ısrar etmezler (Âl-i İmran 134),
-
doğru söz söylerler (Ahzab 70),
-
dosdoğru olurlar (Tevbe 7),
-
Rablerinin davetine icabet ederler (Şura 38),
-
hesap gününden korkarlar (Rad 21, Mearic 26-27, İnsan 7). Irzlarını
korurlar (Müminun 5-7),
- boş
şeylerden yüz çevirirler (Furkan 72, Lokman 5, Müminun 3),
-
İyilikte yardımlaşırlar (Maide 2),
-
Kötülüğü iyilikle savarlar (Rad 22),
-
İyilik etmeleri nedeniyle Allahın sevgisini kazanırlar (Al-i İmran
134),
-
zulme uğradıklarında -haddi aşmadan- yardımlaşarak haklarını alırlar
(Şura 39). Muhsin kimselerdir (Hud 90, Zümer 33-34). Salih amel
sahibi kimselerdir (Meryem 60-63),
-
Hidayet üzeredirler (Bakara 5).
Yukarıda bulunan ve takva sahiplerinin vasıflarını anlatan
ayetleri incelediğimizde takvanın İslamı bütünüyle yaşamanın bir
simgesi ve alameti olduğunu görürüz. Takvanın bu kadar geniş bir alanda
kullanılmasını göz önünde bulundurursak Allah Teâlċnın sağlıklı,
huzurlu ve güvenli bir İslam toplumunun bekasına yönelik ilahî
emirlerinin ve bu alandaki kurallara yönelik ilahî tekliflerinin, takva
kavramının zengin ve geniş muhtevası içinde yer aldığını söyleyebiliriz.
Bununla ilgili olarak da şu sonuca ulaşabiliriz: Takva ile ilgili ilâhî
emirler; büyük ölçüde beraber ve birlikte yaşamayı, güvenli, huzurlu bir
sosyal yaşamı ve toplumsal düzeni öngörmektedir. İslam toplumunda,
toplumsal düzene dikkat etmeyerek fitne ve fesadın yayılmasına, sosyal
dayanışma, huzur ve istikrarın bozulmasına neden olan kişiler genellikle
takvadan nasibi olmayan veya çok az olan kişilerdir. Gerçek takva sahibi
kimseler ise; Allah Teâlânın, insanların bir arada yaşamaları için
koymuş olduğu emir ve yasakları eksiksiz yerine getirmeye çalışırlar. Bu
durumla ilgili ilahî esas ve prensiplere titizlikle riayet ederler.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem dualarında Yüce
Rabbimizden çeşitli nimetleri talep ederken takvayı da istemiştir.
Böylece takvanın önemine işaret etmiştir. Konuyla ilgili hadis-i
şerifler şunlardır:
- Arabın, Arab olmayana üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak
takva iledir.
- Size Allaha karşı takva sahibi olmanızı tavsiye ederim.
- İnsanın cennete girmesine sebep olan en büyük şey, kulun
Allaha olan takvasıdır.
- Ey Allahın kulları! Birbirinizle kardeş olunuz. Müslüman,
müslümanın kardeşidir. Müslüman, müslümana zulmetmez. Yardıma muhtaç
olduğu zaman da onu yalnız ve yardımsız bırakmaz. Onu hor ve hakir
görmez. Takva işte buradadır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
Takva işte buradadır. sözünü üç defa tekrarlamış ve her defasında
elini göğsüne işaret etmiştir.
Hz. Peygamber burada takvanın çok geniş bir mânâ ifade
ettiğini ve bunun da kalbe dayanan manevî bir duygu ile olduğunu ifade
etmiştir.
Takva ile ilgili bilinmesi gereken diğer bir husus ise
İslamda üstünlük ölçüsü dil, ırk, renk, kavim, soy- sop, yaşanılan
coğrafî mekan değil sadece ve sadece takvadır.(Hucurat 13)
Sonuç olarak; takva, Kur'an-ı Kerimin üzerinde önemle
durduğu kavramların başında gelmektedir. Takva, müminlerin temel
vasıflarından biri olup Allah Teâlâ birçok ayet-i kerimesinde takva
sahibi kullarını övmekte, kurtuluş ve huzurun ancak takva ile olduğunu
bildirmektedir.
BİBLİYOGRAFYA
- Akay, Hasan(1995), İslamî Terimler Sözlüğü, İşaret Yay.
İstanbul
- Behiy, Muhammed(1988), İnançta ve Amelde Kur'anî Kavramlar
(Çeviren: Ali Turgut), Yöneliş Yay. İstanbul
- Çelik, Ahmet(2002), Kur'an Semantiği Üzerine, EKEV Yay.
Erzurum
- Çiçek, Halil(1998), Farklı Kültürlerin Birlikte Yaşama
Formülü, Nesil Yay. İst.
- Demirci, Muhsin(2000), Kur'anın Temel Konuları, İFAV Yay.
İst.
- Ece,
Hüseyin(2000), Takva Bilinci, Denge Yay. 5. Basım, İst.
-
Karagöz, İsmail(1995), Kur'anda Takva Kavramı ve Muttaki İnsanın
Özellikleri, Diyanet dergisi, C.XXXI, s. 4, Ankara
-
Soysaldı, Mehmet(1998), Kur'anda Kavram Araştırmaları, Yılmaz Ofset
Matbaa, Elazığ
-
Turgay, Nurettin(2000), Takva, Şamil İ. A. , Dergah Ofset, İst.
Kaynak: Ilkadim dergisi, 04/2005
|