DEPREMIN ALTINDA KALAN

BENLIGIMIN YOKLUGUNDA

BILDIM SENI

Bildim seni.

Bütün ruhumla, en küçük zerreme kadar bütün varligimla bildim seni.

Devasa, muhtesem binalarin kartondan yapilmis gibi yikildigi, bütün korunaklarin siginak anlamini yüklenmekten aciz kaldigi, barinilacak, güvenilecek, altinda gölgelenilecek, tedirginlik duymadan uyunabilecek hiçbir yerin kalmadigi o gecede; ölümcül bir gürültüyle gelen, kalpleri yerinden oynatan zelzelenin her yeri vurdugu o gecede; gökyüzünün an be an ölüm indirdigi o gecede çaresizligin kusatmasi altinda ayan-beyan gördüm seni.

Her gün huzur içinde girdigim evim, sevdigim kiyafetlerim, yüzüklerim, kitaplarim, bilgisayarim, yillarca süren çalismalarimi muhafaza eden disketlerim ve dosyalarim bir anda anlamini yitirdi de unutulanlar arasina karisti. Ölüm etrafimda kol gezerken, sadece emrine uyarak bir örtümü basima almak geldi aklima.

O anda yüregimin içini isgal eden dünyaya tamah, can ve mal sevgisi, bencillik, makam ve mevkiye düskünlük, san söhret arzusu ve bir yigin pislik depremin siddetine dayanamadi, enkaza dönüstü. Yeryüzünün önüne geçilmeyen kuvvetleri kuvvet olmaktan çikti da sadece senin varliginin yüceligi, azameti, hasyetinden kaçilacak hiç bir yer olmadigi hakikatiye, gafil varligim bir kez daha sarsildi ve tevekkülle boynum Senin önünde egildi ve sana divan durdu. Titreyen dudaklarim senin ismini tekrarladi durdu biteviye.

Yikilan evler, sönen ocaklar, feryat eden insanlar, umutla yardim bekleyen yaralilar, harabeye dönmüs binalar altinda sesini duyurmaya çalisanlar, bir anda gözümün önünden geçti. Her biri, izdirap dolu yüreklerini yildirim hiziyla bosalttilar üstüme. Sanki kalbim aci pompaladi bedenimin her hücresine ve gözlerimden yas degil kizil kann bosaldi. Vücudum, izdirabin agirliginin altinda eriyerek afetin siddetiyle kanayan bir kalbe dönüstü. Acinin dindirilemez yüküyle yüregim takatsiz kaldi da incecik bir ah döküldü dudaklarimdan. Uçurumun kenarindaki ruhum ancak Seninle irkilerek, isyanda degil sabrin buruklugunda aradi teselliyi.

Felaketin onulmaz elemini, varliginin verdigi güven hafifletti ancak. Senin gazabindan ancak senin rahmetine siginilabilecegini idrak eden kalbim, Seninle sükun buldu da vakarla yüklendim hüznümü. Sen olmasaydin, beni yeryüzünde firlatip atmadigin, vahyinle varligini bildirdigin, varliginin delillerini gösterdigin için bir kez daha sükrettim Sana Rabbim.

Sana ey Yüce Rabbim,

Bütün yakarislarim yalniz Sana.

Azametinin her yeri kapladigi o unutulmaz gecede, içimden söküp attigin bütün kötülüklerin, dünyevi düsüncelerin, günlük kaygilarin tekrar bana nüfuz etmesine izin verme rabbim. Her türlü varligi kaplayan rahmet nurunla, bütün kullarini cehalet karanliginin aldatici isiklarinda donatilmis girdaba düsmekten koru Rabbim.

Biz zayif, eksik ve cahil kullarinin geçici dünya hesaplari içinde bogulmasina engel ol. Kalplerimiz zikrullah ile yeniden yogur.

Yalniz sana boyun egenlerden kil,

Yalniz sana güvenenlerden,

Yalniz senden yardim dileyenlerden eyle bizi...

 

Kaynak: Hülya Alper, Haksöz Dergisi, Eylül 1999 Sayi:102

Hazirlayan: Musa Dogan